Günümüzde birçok kişi çoğunlukla bilinçsizce beslenerek neyi ne kadar yediğinin farkında bile değil. Bu şekilde yapılan kontrolsüz tüketimler de kilo almanıza davetiye çıkarıyor. Halbuki sağlıklı beslenmek adına hangi besini ne kadar tükettiğinizin farkında olmanız oldukça önemlidir. Peki yemek günlüğü tutmak gerçekten faydalı mı?
Günlük hayatın koşuşturmasında dün ne yediğinizi unutuyorsanız eminim yalnız değilsiniz. Sağlıklı beslenmek ve neticesinde kilo vermek adına düzenli olarak ne yediğinizi bilmeniz hem yeme alışkanlıklarınızı anlamanız hem de farkında olmadan atıştırdığınız şeyleri tespit etmeniz adına size yardımcı olacaktır. Araştırmalar, kilo vermeyi hedefleyen kişilerin yemek günlüğü tutmasının yeme alışkanlıklarını değiştirmede etkili bir araç olabileceğini göstermektedir. Yaklaşık 1.700 katılımcının katıldığı araştırma sonuçlarına göre, yemek günlüğü tutan kişilerin tutmayanlara göre iki kat daha fazla kilo verdiği görülüyor.
Yemek günlüğü tutarak;
- Günlük düzenli olarak tüketilen yiyecek ve içeceklerin ne olduğunu tespit etmiş olursunuz. Böylece özellikle gün içinde almış olduğunuz fazladan kalorileri de fark edersiniz.
- Yemek günlüğü sayesinde yediğiniz yiyeceklerin miktarını listeleyerek (su bardağı, çay kaşığı, yemek kaşığı vb.) ölçebilirsiniz.
- Ne zaman yediğinizde kilo vermenizde oldukça önemlidir. Yemek yediğiniz zamanın farkında olursanız, gece yarısı atıştırması gibi potansiyel olarak sorunlu zamanları belirlemede yardımcı olmuş olursunuz.
Yemek günlüğünde yediğiniz her öğünden sonra yediklerinizi ve saatlerini not edin, yemeklerinizi nerde yediğinizi de günlükte belirtin. Günlük tutmak için günün sonunu beklemeyin, çünkü hatırlamanız zor olacaktır. Bu noktada kendinize karşı dürüst olmak oldukça önemlidir. Yediğiniz yemekleri günlükte daha az göstermenizin hiçbir anlamı olmaz. Son olarak ta motivasyonunuzun artması için geriye dönük günlüğünüzü inceleyin. Beslenme programınızdaki olumlu değişim özgüveninizi arttıracaktır.
Yemek günlüğü tutmanın yanı sıra günlük diyetinizde vitamin ve mineral kontrolü yapmanızda oldukça önemlidir. Muhtemelen her gün bir sürü farklı vitamin ve minerale ihtiyacınız olduğunu biliyorsunuz. Ama hangilerine ihtiyacınız olduğunu ve nedenini bilmiyor olabilirsiniz.
Magnezyum
Vücudunuz bu minerali; normal kas ve sinir fonksiyonunun muhafaza edilmesi, kalp ritimlerinin sabitlenmesi, sağlıklı bir bağışıklık sistemi, kemiklerin güçlenmesi için kullanır. Ayrıca kan şekeri düzeylerinin düzenlemesine yardımcı olmak, tansiyonu dengede tutmak, krampları, baş ağrısını ve migreni azaltmaya yardımcı olmak için de vücudun bu minerale ihtiyacı vardır.
Omega 3
Omega-3; depresyon semptomlarını azaltır, kalp hastalığı riskini düşürür. Beyin sağlığı ve sinir sistemi gelişimi için gereklidir. Yaşlanmaya bağlı olumsuz değişikliklere, kalp hastalığı riskinde artışa ve bilişsel düşüşe karşı koymaya yardımcı olur.
C vitamini
Yeterli miktarda C vitamini seviyesi kırışıklıkları azaltmaya, zararlı serbest radikalleri emmeye ve nörotransmitter üretimine, yara iyileşmesine ve proteinin metabolize edilmesine yardımcı olur.
Biyotin
AB vitamini, bazen H vitamini veya B7 vitamini; biyotin olarak anılır. Güzellik vitamini olarak bilinen biyotinin vücuda en önemli faydası, hücre gelişimine katkıda bulunmak ve kanın şeker seviyesini ortalama düzeyde tutmaktır. Özellikle kadınların önem verdiği saç ve tırnak sağlığına olan pozitif etkisi ile biyotin günümüzde birçok kozmetik ürününde kullanılmaktadır.
Folik Asit
Kadınların yakından tanıdığı folik asit; kırmızı kan hücreleri de dahil olmak üzere yeni hücreler üretmeye ve sürdürmeye yardımcı olur. Sinir sisteminin mesaj taşıyan moleküllerinde dengeyi korur, zihinsel ve duygusal sağlık için de oldukça önemlidir.
Konuyla ilgili farklı bir yazıya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.
www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.