Kanser
Diyabet ile Kanser İlişkisi

Tarih:
4 sene önceon
Yaza
Basın Bülteni
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet hastalığı farklı hastalıklara da davetiye çıkarıyor. Güncel araştırmalara göre diyabet hastalarının kansere yakalanma riskinin olmayanlara göre daha fazla olduğunu ortaya çıktı. Memorial Ankara Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Serhat Işık, diyabet ile kanser ilişkisi hakkında bilgi verdi.
Diyabet ile kanser birlikteliği uzun zamandan beri ilgi çeken bir konudur. Yapılan çalışmalar sonucunda diyabetik hastalarda kanser oranının diyabetik olmayanlara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Günümüzde diyabetli hasta sayısı 424 milyonken bu rakamın 2030 yılında 552 milyon olacağı öngörülmektedir. Kanser ise bir yıldaki ölümlerin yüzde 13’ünden sorumludur. Özellikle kolon, karaciğer, pankreas, böbrek, prostat ve rahim kanserlerinin diyabet ile ilişkisi daha net bilinmektedir. Örneğin diyabetik olan bir hastada karaciğer kanseri görülme olasılığı diğer insanlara göre 2.5 kat; rahim kanseri görülme olasılığı ise 2.2 kat daha fazladır. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2012 verilerine göre yılda 14.1 milyon kişi yeni kanser teşhisi alırken; 8.2 milyon kişi kanserden hayatını kaybetmektedir. 2025 yılında yıllık yeni kanser teşhisi alan kişi sayısının 20 milyona yaklaşacağı öngörülmektedir.
Diyabet Tümör Hücrelerini Çoğaltıyor
Tip 2 diyabette toplam vücut ağırlığı normal olsa bile vücutta yağ dokusu fazlalığı ile orantılı olarak ortaya çıkan ve yıllarca kan şekerini normal tutmaya çalışan insülin fazlalığı görülmektedir. Ancak birey yaşam tarzı değişikliği ile vücuduna yardımcı olmadığı takdirde yıllar içerisinde bu insülin artışı kan şekerini normal seviyelerde tutmakta yetersiz kalmakta ve kan şekerini yükseltmektedir. Diyabette hem insülin fazlalığı hem de kan şekeri yüksekliği tümör hücrelerinin çoğalmasına uygun bir ortam oluşturmaktadır.
Kanser Gençleri de Tehdit Ediyor
Günümüzde beslenme ve yaşam tarzının değişmesiyle artan obezite ve diyabet beraberinde pek çok kanser türünün görülme sıklığını artırmış ve kanserler daha erken yaşlarda görülmeye başlanmıştır. Örneğin geçmişte kolon kanseri daha çok 50 yaş üzerinde görülürken, kolon kanserinin 20-40 yaş arasında görülme oranı yılda yüzde 1.5 oranında artmıştır. Karaciğer, meme, böbrek ve tiroit kanserlerinin de gençlerde görülme oranı yükselmektedir. Bunun yanında diyabetli kişilerde kanser gelişim riski artarken; diyabet kanser hastalarına pek çok açıdan olumsuz etkide bulunmaktadır. Araştırmalara göre prostat kanserinde ise diyabet olmak koruyucudur. Diyabet hastası erkeklerde testosteron düzeyi düşük olduğundan prostat kanseri riski azalmaktadır.
Diyabette Kanser Gözden Kaçabiliyor
Diyabette kan şekeri, insülin, büyüme faktörleri, kronik iltihap gibi pek çok etken kanserin ortaya çıkışını kolaylaştırırken; tedavi yanıtını olumsuz etkilemektedir. Diyabetik kişilerde kanser erken teşhisi amacıyla oluşturulmuş toplum taramaları, hastaların diyabet ve ilişkili problemlerine yoğunlaşıldığından dolayı gerek hasta gerekse doktor tarafından dikkatten kaçmaktadır. Bu taramaların daha az yapılması diyabetik bireylerde erken teşhis şansını azaltmakta ve tanıda daha ileri evre kanser ile karşılaşılmasına neden olabilmektedir. Ayrıca hem diyabet hem kanser olan kişilerde kullanılan kemoterapi ilaçlarının etkileri diyabetli olmayanlara göre daha az görülmektedir.
İdeal Kilonun Korunması Önemli
Diyabetli hastada kanser tedavisi sürecinde metabolik kontrolün iyi olması, bağışıklık sisteminin kanser ile mücadelesinde güçlü kalmasını sağlamaktadır. Kanser hastalığı tedavisinde hastaların yaşayacakları iştah sorunu diyabet tedavisini oldukça etkilemektedir. Kanser tedavisinde temel hedef ideal kilonun korunması olmalıdır.
Hasta veya sağlıklı herkesin meyve, sebze ve tam tahıldan zengin, sağlıklı olduğu kanıtlanmış gıdalara sofrasında daha çok yer vermesi gerekmektedir. Kanser riskini artırdığı kanıtlanmış işlenmiş kırmızı et, yüksek kalorili ve şekerli gıdalardan uzak durulmalıdır. Diyabetik ve kanser tedavisi gören bir hastanın bu süreçte bir diyetisyen desteğine başvurması gerekmektedir.
Kanserle ilgili farklı bir yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bunlarıda Beğenebilirsin
-
Hayatın Ritmi 80. Bölüm – Kalp ve Covid-19 Arasındaki İlişki – Kalp Hastalıkları
-
Hayatın Ritmi 70. Bölüm – Meme Kanseri Teşhisi ve Tedavisi – Mamografi
-
Kanser Riskini Azaltacak 20 Yol
-
COVID-19 Ruh Sağlığını Olumsuz Etkiliyor
-
Kötü Hücreler Oruç Karşısında Savunmasız
-
Mangalda pişen etler kansere neden olur mu?
Dr Halit Yerebakan YouTube Kanalı
Kanser Riskini Azaltacak 20 Yol

Tarih:
2 sene önceon
20 Ağustos 2020Yaza
Dr. Öz ve Ekibi
Hem sağlıklı yaşayıp hem de kanser gibi hastalıklardan korunmayı kim istemez?
Yaşam tarzınızda yapacağınız basit değişiklikler ile kanser riskini azaltabilirsiniz.
Bazı kanser türlerine karşı kendinizi korumanın 20 yolunu açıklıyoruz. Daha mutlu ve sağlıklı biz ‘siz’ için bu küçük değişiklikleri hayatınıza eklemek de oldukça kolay…
Sağlıkla kalın…
Sağlıklı yaşam konusunda bilinçlendirici içerik paylaşımı yaptığımız youtube sayfamızı görüntülemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Daha önce aç kalmanın bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkisini anlatmıştım. Bu yazımda da bu konuyu biraz daha detaylandırmak istedim.
Vücutta birçok farklı sistem var ve bunlar kusursuz çalışmaya programlı. Nasıl ki bir makinanın bakımını yapar, talimatlara uyarak kullanırsanız o makinadan maksimum verim alarak uzun süre kullanabilirsiniz. Vücudumuzdaki sistemlerin de bakıma ihtiyacı var. Sağlıklı beslenip düzenli egzersiz yapmak, düzenli bir yaşam tarzı benimsemek bu bakıma katkı sağlıyor elbette ancak asıl bakım içerden yapılan. Bu bakımı da herkesin doğuştan sahip olduğu sistemler yapıyor.
Bağışıklık sistemi bakım ve onarım işinin ustabaşı. Yanında çalıştırdığı ustaları da var. Bu ustalardan biri otofaji sistemi. Eğer bu ustaya fırsat verirseniz, viral hücre istilacılarını tanımlamak için patern tanıma reseptörlerini kullanan otofaji süreci başlar. Otofaji sürecinde hasarlı veya anormal olarak gelişen hücreler enerji için geri dönüştürülür. Bu sistemi devreye sokan şey ise, aç kalmak.
Kanser hücrelerini oruç tutarak yenebilirsiniz
Güçlü ve sağlıklı bir bağışıklık sisteminin giderek daha önemli hale geldiği bu günlerde oruç tutmak, viral enfeksiyonları ve hücre içi parazitlerin çoğalmasını kısıtlayan otofaji süreçlerini tetikler. Bu süreçler vücudun zararlı patojenlerden ve kanser hücresi gibi anormal hücre gelişimlerinden kurtulmasına yardımcı olur. Ayrıca beyin ve doku hücrelerini anormal büyümelerden, kronik iltihaplanmalardan ve toksiklerden korur. Oruç tutanlar üzerinde yapılan bazı araştırmalarda, sistemik lupus, iltihaplı romatizma, kalın bağırsak iltihabı ve crohn hastalığı gibi otoimmün hastalıklara sahip bireylerin semptomlarında iyileşmeler olduğu görülmüş. Otofaji süreci vücuttaki iltihaplanmayı azalttığı için daha normal işleyen bir bağışıklık fonksiyonuna izin verir.
Kanser hücreleri normal hücrelere göre 10 ila 70 kat daha fazla insülin direncine sahip. Enerji için şekerin laktik asit sisteminde kullanılan enerjisine bağlı. Bu noktada aç kalmak kanser hücrelerini de aç bırakmak demek oluyor ve onları savunmasız hale getiriyor. Otofaji sisteminin devreye girmesi vücutta hücresel bir temizleme başlatıyor ve işlevsiz hücrelerin yok edilmesini, yeni daha sağlıklı bağışıklık hücrelerinin üretilmesini sağlıyor. Artık dünyadaki birçok uzman aralıklı oruç dediğimiz uzun süreli aç kalmayı daha çok önermeye başladı. Artan fazla kilolu insan sayısı, kronik rahatsızlıklar, unutkanlık, sindirim sorunları, kanser ve otoimmün hastalıklarla mücadele bunda önemli rol oynuyor. Tabi oruç tutarak kronik rahatsızlıkları iyileşenler de katkı sağlamıyor değil.
Konuyla ilgili farklı bir yazıya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.
www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Aile Sağlığı
Mangalda pişen etler kansere neden olur mu?

Tarih:
2 sene önceon
13 Mart 2020Yaza
Dr. Öz ve Ekibi
Mangalda pişen etlerin kansere neden olduğu doğru. Peki bundan kaçınmak mümkün mü ?
Sağlıklı yaşam konusunda bilinçlendirici içerik paylaşımı yaptığımız youtube sayfamızı görüntülemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Ateşsiz Covid-19 Geçirmek Mümkün

Hayatın Ritmi 89. Bölüm – Uyku Reçetesi – Vertigo

Neden Çin Aşısı?

Hayatın Ritmi 88. Bölüm – Covid-19 Savunma Planı – Egzersiz Reçetesi – Kemik Erimesi

Aşı Yarışında Çin Bir Adım Önde

Hayatın Ritmi 89. Bölüm – Uyku Reçetesi – Vertigo

Hayatın Ritmi 88. Bölüm – Covid-19 Savunma Planı – Egzersiz Reçetesi – Kemik Erimesi

Hayatın Ritmi 87. Bölüm – Covid-19 Savunma Planı – Vitamin Reçetesi

Hayatın Ritmi 86. Bölüm – Sağlıklı Kış Mutfağı – Gıda Reçetesi

Hayatın Ritmi 85. Bölüm – Evlilik Ömrü Uzatıyor mu?
Özel Çekilişler İçin Mail Listemize Kaydolun
Öne Çıkanlar
- Bilinçli hasta8 sene önce
Bel Fıtığı Olanlar Nelere Dikkat Etmeli
- Gazete Yazıları6 sene önce
Fibromiyalji Ağrıları
- Beslenme6 sene önce
Düz Bir Karın için Türk Kahvesi!
- Çorbalar7 sene önce
Şifa Çorbası Tarifi
- Salatalar7 sene önce
Somonlu Salata Tarifi
- Bilinçli hasta6 sene önce
Unutkanlık için Ne Yapılmalı?
- Aile Sağlığı7 sene önce
Tiroid Bezi Rahatsızlıkları
- Dr Halit Yerebakan YouTube Kanalı4 sene önce
Gluten Nedir?