İnsanın sevdiği birinden ayrılması zordur. Bu zorluk sevdiğiniz yiyecekler için de geçerli. Ancak sizi rahatsız etmesi yaşayacağınız ayrılık acısından daha kötüdür. İyi gelmiyorsa onu arkanızda bırakmanız daha iyi.
Yiyeceklerle olan ilişkinizi insanlarla olan ilişkinize benzetin. Hayatınızda size zarar veren biri varsa onu hayatınızdan çıkarmak belki sizi üzebilir ama bir süre sonra ruhsal sağlığınızın iyiye gittiğinin, kendinizi daha iyi hissettiğinizin farkına varacaksınız. Yiyeceklerle olan ilişkinize de böyle bakmanızı tavsiye edebilirim.
Geçmişte çok sevdiğiniz, yerken keyif aldığınız ve sizi rahatsız hissettirmeyen yiyecekler, bir süre sonra vücudunuzda olumsuz etkiler oluşturmaya başlayabilir. Yaş ilerledikçe vücut eskisi gibi çalışamaz ve bazı yiyecekler artık tolere edilemez hale gelebilir. Bunun nedeni de üst ve alt sindirim sisteminin yaşlanma etkilerine daha duyarlı olmasıdır. Midede yanma, ekşime hissi, şişkinlik, ishal ve gaz gibi belirtiler, artık bazı yiyeceklerle ayrılma vaktinizin geldiğini gösteriyor aslında.
Doğal şekerlerin sindirimi daha zor
Fermente edilebilir oligosakkaritler, disakkaritler, monosakkaritler ve polioller, doğal olarak oluşan şekerlerdir. Bu şekerler, yaş ilerledikçe sindirimi zorlaştırmasıyla bilinir. Maalesef bu şekerler birçok besin maddesinde bulunuyor: Mango, armut, şeftali gibi bazı meyveler, süt ürünleri, buğday, çavdar, soğan, sarımsak, nohut, mercimek, fasulye, bal, antep fıstığı, kaju fıstığı, kuşkonmaz, enginar, fruktozlu içecekler ve bazı yapay tatlandırıcılar.
Bu doğal şekerlerin tamamı kişide aynı olumsuz etkiyi oluşturmuyor tabi ki. Rahatlıkla armut tüketebilen biri, soğan tükettiğinde rahatsızlık hissedebilir. Kişiler belirli doğal şekerlere karşı duyarlılık geliştirebilir. Ancak her zaman bu duyarlılığı oluşturanın ne olduğu bulunamayabiliyor.
Reflünüz varsa ayrılığı ertelemeyin
Sindirimi zor gıdalarda başı süt ürünleri çekiyor. Çünkü sütte bulunan laktozu parçalamak için gerekli olan enzim laktaz, çoğu insanda yeteri kadar üretilemez. Doğumdan itibaren vücudun laktaz üretimi zamanla azalır. Laktaz üretiminin neden azaldığı tam olarak bulunamamış olsa da insanların büyük bir kısmında yaşlandıkça laktozu sindirme yeteneğinin kaybolduğu bir gerçek.
Hali hazırda reflü gibi bir rahatsızlığı olanlar içinse, sevdikleri bazı yiyecekler mide ekşimesini epey kötüleştirebilir. Buradaki zanlılar genellikle, biber, domates sosları, turunçgiller, çikolata, nane, yağlı ve kızarmış yiyeceklerdir.
Sevdiğiniz ve vazgeçemediğiniz yiyecekler nedeniyle sindirim sisteminiz mutsuz olduğunda yapabileceğiniz en iyi şey, o yiyecekle aranızdaki bütün ilişkiyi biran önce bitirmektir. Bu ilişkiyi bitirmek dünyanın sonu değil, size iyi gelecek ve yeniden seveceğiniz başka yiyecekler de olacak.
Yeni yiyeceklere temkinli yaklaşın
Yeni bir yiyeceği hayatınıza almadan önce dikkat etmeniz gereken bir nokta var. Önce o yiyeceği iyi tanıyın. Midenizin kapılarını birden değil, yavaşça açın ki vücudunuz nasıl tolere edecek gözlemleyebilin. Eğer yeni yiyecek de sindiriminizi mutsuz ederse, bu ilişkiye başlamadan bitirmek daha kolay olur.
Sağlıklı ve uzun süreli bir ilişki için biraz çabaladığınızda, yıllarca içiniz rahat bir şekilde sevdiğiniz yiyecekle birlikte olabilirsiniz.
Konuyla ilgili farklı bir yazıya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.
www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.