Ağrılar hayatımızı kâbusa çevirebilir. Ağrılarla baş etmek için genellikle ilk olarak reçetesiz satılan ağrı kesicilere başvurulur. Yan etkileri olabilecek ilaçlar yerine doğal yöntemleri kim tercih etmek istemez?

Uzun süreli ağrı kesici kullanımı, özellikle reçeteli satılanlar bağımlılık yapabilir ve farklı olumsuz etkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. ‘Peki, ne yapmalıyız?’ diye düşünmeniz normal. Çünkü bazen ağrılar, özellikle migren gibi, dayanılmaz olabiliyor.

Biraz eskileri düşünelim, henüz ilaçların üretilmediği, modern tıbbın gelişmediği zamanları. Yüzlerce yıl öncesinde de insanlar ağrı yaşıyordu. O zamanlar başvurulan ilaçlar, günümüzdekilerden farklıydı tabi. O dönemlerin eczanesi doğa, ilaçları ise şifalı bitkilerdi. Günümüzde tekrar doğa anaya başvurular artmaya başladı. Modern ilaçların yol açabileceği yan etkiler, aşırı kimyasal tüketimi endişesi gibi sebepler insanları ‘doğal yöntem’ arayışına soktu. Ben de sizlerle ağrı kesici özelliği olan 9 doğal ürünü paylaşmak istiyorum.

Lavanta yağı: Uzun yıllardır insanlar lavanta yağını ağrıyı ve kaygıyı hafifletmek, rahatlamak ve uyumak için kullanıyor. Lavanta yağının solunması, yapılan bir araştırmaya göre migren ve baş ağrılarını hafifletebiliyor.

Biberiye yağı: Araştırmalara göre biberiye yağı kas ve kemik ağrıları ile nöbetlerin tedavisinde kullanılabiliyor. Ayrıca iltihabı azaltma, kasları gevşetme ve hafızayı arttırma özellikleri de var.

Nane yağı: Antienflamatuar, antimikrobiyal ve ağrı kesici etkilere sahip olduğu araştırmacılar tarafından ortaya çıkarılan nane bitkisinden üretilen nane esansiyel yağı, genellikle topikal bir tedavi olarak kullanılır. Yani seyreltilmiş olarak ağrılı bölgeye sürülür. Alın ve şakaklara uygulandığında baş ağrısını hafifletebilir.

Okaliptüs yağı: Vücuttaki ağrı, şişme ve iltihabı azaltmaya yardımcı olur. 2013 te yapılan bir çalışmada, diz ağrılarından şikâyetçi katılımcılara günde 30 dakika olmak üzere 3 gün boyunca okaliptüs yağı solutuldu. Katılımcılar 3. Günün sonunda diz ağrılarının azaldığını söyledi.

Karanfil: Karanfil, özellikle diş ağrısı karşısında sıkça başvurulan bir bitki. Ağrı hafifletici olarak diş hekimlerinin iğne acısını azaltmak için kullandığı jel kadar etkili olduğu 2006’da yapılan bir araştırma ile ortaya çıktı.

Kapsaisin (acı madde): Çivi çiviyi söker deyimi buradan geliyor olsa gerek. İnsanlar acıyı gidermek için acı biberde bulunun kapsaisin maddesini kullanmışlar, bu madde harici olarak kullanıldığında hafif yanma veya karıncalanma hissine neden olabilir. Günümüzde birçok ağrı kesici ilaç kapsaisin içerir.

Zencefil: Birçok faydasının yanında ağrı hafifletici özelliği ile de dikkat çekiyor. En az 5 gün boyunca günde 2 gram zencefil tüketmenin direnç egzersizleri ve koşmadan kaynaklı kas ağrılarını zamanla azalttığı görülmüş. Araştırmacılara göre zencefil, iyileşmeyi hızlandırabilir ve iltihabı azaltabilir.

Ateşböceği bitkisi: Papatya ailesinden olan bu bitki, yüksek ateş, migren ve baş ağrıları, diş ağrısı ve mide ağrılarının tedavisinde geleneksel olarak kullanılıyor. Ayrıca anne sütünün artması için de kullanılabiliyor. Amerikan Migren Vakfı da bu geleneksel bitkinin migren ağrılarını önlemede yardımcı olduğu sonucuna vardı.

Zerdeçal: Baharat olarak kullanılan zerdeçalda ağrı giderici özelliklere sahip bileşenler bulunur. Ayrıca iltihabı azaltmak için de sıklıkla başvurulan bitkilerden biri zerdeçal.

ESANSİYEL YAĞLARI KULLANIRKEN DİKKAT!

En baştan belirtmek isterim ki, bu doğal yöntemler her ne kadar ‘doğal’ olursa olsun, yanlış kullanım olumsuz sonuçlara yol açabilir.

Esansiyel yağlar seyreltilerek kullanılmalı.

Tahriş olmuş cilde esansiyel yağlar uygulanmamalı.

Alerjik reaksiyonlara sebep olabileceğinden, küçük bir noktada test edilmeli.

Bazı uçucu yağlar astımı tetikleyebilir.

Uçucu yağların bazıları yutulursa toksik etkiye neden olabilir.

Bazı doğal bitkiler ‘şifalı’ denilse de karın ağrısı, kusma ve aşırı kanama riskine neden olabilir.

Herhangi bir yeni ürün kullanmadan önce mutlaka doktora danışılmalı.

 

 

Konuyla ilgili farklı bir yazıya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.

www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.