Göz hastalıkları, bebeklik ve çocukluk çağlarında tespit edilirse ileride oluşacak olumsuzlukları önlüyor. Otizm veya zeka geriliği teşhisi konan çocukların büyük kısmında göz problemi olduğu belirlendi.

Anne ve babalar, bebeklik çağındaki çocuklarının üzerine titrerler. Onların en ufak bir sıkıntısını sezdiklerinde de soluğu hemen uzman bir hekimin yanında alırlar. Ancak bu durum göz sağlığı söz konusu olduğunda maalesef ihmal ediliyor. Uzamanlar 0-3 ay arasındaki bebeklerin, belirgin bir şikayet ya da tuhaflık olmasa bile muhakkak göz muayenesinden geçirilmeleri gerektiğini söylüyor. 0-3 ay arasındaki bebeklerde hafif şiddette şaşılık ve benzer durumların, büyüdükçe düzeleceğine dair bir inanç var. Oysa bu yaklaşım ileriki yaşlarda geri dönülemez hasarlar bırakabilir. Çünkü toplumda azımsanmayacak bir çoğunluk, 1 yaşından önce göz hastalıklarının gelişmeyeceğine inanıyor. Oysa beyin, erken yaşlarda görmeyi öğrenerek tüm gelişimin ilk basamağını oluşturuyor.

Tüm çocukların 1 yaşına kadar iki kez göz muayenesinden geçmeleri gerektiğini söyleyen uzmanlar; ilkinin 0-3 ay arasında, ikincisinin ise 1’inci yaşı doldurur doldurmaz yapılmasını öneriyor. Yaşamın ilk yılı, fiziksel, hatta ruhsal gelişimimiz için son derece önemlidir. İleride hayatımızı etkileyecek birçok hastalık aslında bu süre içinde ortaya çıkıyor. Görme kusurları tek başlarına birer hastalık sayılabileceği gibi, vaktinde tedavi edilmediklerinde farklı hastalıkların da zeminini oluşturuyor.

BEBEKLER TUHAFLIKLARI ANLAMAZ

Bebeklik çağı göz hastalıkları şöyledir:

KATARAKT: Katarakt; göz merceğinin arkasından bulunan ve görmeyi sağlayan doğal merceğin, saydamlığını kaybederek matlaşmasıdır. 1 yaşın altındaki çocuklar, hastalığın belirtilerini yaşasa da tuhaflığı fark edip şikayet edemez. Son yıllarda bebeklik çağı kataraktında hızlı bir artış gözlemleniyor. Bebeklik çağı kataraktı, genellikle doğumsaldır. Bu hastalığın teşhisinde anne ve babalara büyük rol düşüyor. Işığı doğru takip edememe ve hareketli cisimleri izleyememe; doğuştan kataraktın en önemli belirtileri arasında yer alıyor.

ÇOCUKLUK GLOKOMU: Glokom, gözden beyne doğru iletişimi sağlayan sinirin hasara uğraması sonucu meydana gelir. Göz içi basıncını etkileyerek görme kalitesini düşüren bu hastalık, yeni doğan bebeklerde 10 binde bir görülür. Hastalığın belirtileri; normalden büyük göz, ışık hassasiyeti, bulanık göz bebeği, göz sulanması ve göz bebeğinde titremedir. Bu hastalıkta, erken teşhis ve tedavi çok önemlidir çünkü geç kalındığında, kalıcı hasar bırakma ihtimali çok yüksektir. Beyin ve göz arasındaki iletişimi ilgilendiren bu hastalık, erken yaşlarda ihmal edildiğinde beyin, görmeyi vaktinde öğrenemediği için bu yetiyi tekrar kazanması çok güç olur. Ayrıca bebeklik çağında yaşanıyor olması, tüm fiziksel ve ruhsal gelişimi etkiler.

ÖNLEM ALIN

Göz bozukluğu, tek başına gelişebilirken farklı hastalıkların sebebi ya da habercisi de olabilir. Uzmanlar, otizm veya zeka geriliği teşhisi konan çocukların büyük kısmında göz problemi varlığına rastladılar. Görme yetisi, çevreyle iletişimin olmazsa olmaz gereğidir. Görme problemi yaşayan çocuklar, etraflarında olup bitenleri olması gerektiği gibi algılayamadıkları için gereken ölçüde ilgi de gösteremezler. Bu yüzden yakınları tarafından ilgisiz ve tepkisiz olarak tarif edilirler. Görmek, öğrenmenin ilk basamağıdır ve bebekler her gün yeni bir şey öğrenmeye programlıdırlar. Geç teşhis ve tedavi, ciddi anlamda vakit kaybına sebep olur. Bebeklerinizi bir de bu gözle inceleyin. Unutmayın; anne ve babalar bebeklerde erken teşhisin anahtarıdır.

GÖZ ENFEKSİYONLARI ANNE KARNINDAN İTİBAREN TEHLİKE OLUŞTURMAYA BAŞLAR

Göz, en hassas organdır. Yapılan yüzlerce araştırmaya rağmen hâlâ gözün açıklanamayan kabiliyetleri vardır. Mükemmel bir programla çalışan göz, hassas yapısı sebebiyle özellikle enfeksiyon ve benzer tehditlere karşı korunmalıdır. Göz enfeksiyonları, anne karnından itibaren tehlike oluşturmaya başlar. Özellikle doğar doğmaz ve uzun süre hastane ortamına maruz kalan prematüre bebekler ciddi tehdit altında sayılabilirler. Gözde sulanma, kızarıklık ve kaşıntı; hastalığın belirtileri arasında sayılabilir ve en kısa zamanda antibiyotik tedavisi gerektirir. Sayısız sebebe bağlanabilecek olan göz enfeksiyonları, bulaşıcı da olabilir. Bebeklerin sıklıkla maruz kaldığı sarılma ve öpme gibi durumlar, bulaşıcılığın gerçekleşmesi için en önemli sebepler arasında yer alır. Bu yüzden dışarıda enfeksiyona açık halde bulunan ebeveynlerin evdeki çocuklarını korumak için iki kez dikkat etmesi gerekir. Makyaj malzemeleri, ortak gözlük kullanımı, tokalaşma, ortak havuz kullanımı, hatta ortak havlu kullanımı bile göz enfeksiyonlarını yayan etkenler arasında yer alır.

ŞAŞILIK HAFİFE ALINMAMALI

Toplumda yaygın olan ‘1 yaşa kadar hafif şaşılık normaldir’ inancı son derece yanlıştır. Özellikle bu yaş grubunda fark edilen şaşılıklar şehla denen, göz bebeğinde hafif kayma ile karıştırılır. Bebeklerde fark edilir şaşılık ancak ikinci aya kadar normal kabul edilebilir. İki aydan sonra devam edecek olursa, bu bir problem olduğunu ifade eder. Şaşılık; katarakt, tümör, hatta kanser gibi hastalıkların belirtileri arasında sayılan ciddi bir rahatsızlıktır. Bu nedenle önlem almak gerekir.

GÖZLÜK, KUSURLARI TEDAVİ ETMEZ GÖRMEYİ SAĞLAR

Çocuklar, yetişkinler gibi değildir. Çok daha düz ve doğru ilerleyen bir karar mekanizmaları vardır. Bu nedenle yetişkinler; onların davranışlarını doğru okumalı ve olması gerektiği gibi yönlendirmeyi başarabilmeliler. Göz muayenesinde sıkıntıyla karşılaşan bir çocuğa gözlük kullanması gerektiği söylenmişse, ilk korkuyu ebeveynler yaşar.

GÖZLÜKTE PROBLEM OLABİLİR

Eğer çocuğunuz gözlük takmayı reddediyor ve bu süreç adeta bir işkenceye dönüyorsa; kusur çocuğunuzda değil, gözlüğünde olabilir. Arkadaşlarıyla oyun oynamak isteyen ve karşı konulmaz bir merakla etrafındakileri inceleyen çocuklar için en önemlisi, net görebilmektir. Bu nedenle, çocuğunuz bu konforu reddederek gözlüğünü çıkarıyorsa, tavsiye edilen numarada ya da gözlükte bir problem var demektir. Bu durumda ısrarcı olmayın ve yeniden muayeneye gidin.

ÇOCUĞUNUZU UMUTLANDIRMAYIN

Gözlük, bilinenin aksine göz kusurunu tedavi etmez. Sadece kusura uygun ortamı hazırlayarak görmeyi mükemmelleştirir. Dolayısıyla, gözlük takmaya başlayan çocuğunuzun bir süre sonra bundan kurtulacağını beklemek ve çocuğu buna inandırmak yanlış olacaktır.

www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.