Yapılan çalışmalar oruç tutmanın düşük kan basıncı, düzenli kalp ritmi, düşük insülin direnci, düşük LDL ve yüksek HDL kolesterol seviyeleri ve daha az iltihaplanma ile ilişkili olduğunu; ayrıca hafızayı geliştirici etkileri olduğunu ortaya çıkardı. Bununla birlikte oruç tutmanın daha uzun bir yaşam süresi ile de bağlantılı olduğu düşünülüyor.
Aralıklı oruçla ilgili yapılan çalışmalar ve deneyler, oruç tutmanın bağışıklık sistemini güçlendirdiğini kanıtlamıştı. Aç kalmanın otofaji sistemini devreye soktuğunu ve bu şekilde vücuttaki zararlı, hasarlı hücrelerin geri dönüştürüldüğünü, bir nevi vücudun kendini iyileştirdiğini önceki yazılarımda anlatmıştım. Özellikle Amerikan mutfaklarında uygulanan bu popüler diyet uygulamasına çeşitli hastalık risklerinin azaltılmasının yanında kilo kontrolü ve kalori kısıtlamaları için de sıkça başvuruluyor.
Diyet yöntemi olarak uygulanan aralıklı oruç ve bizim bildiğimiz oruç tutmak temelde aynı; her iki durumda da kısıtlı sürelerde yemek yeniyor. Aralıklı orucun vücuda olan faydalarını araştıran uzmanlara göre oruç, kan şekerini düşürerek vücudun enerji kaynağı olarak glikoz yerine yağ hücrelerini kullanmasını sağlıyor. Vücudun enerji kaynağını değiştirmesi, vücut kimyasının da olumlu şekillerde değişmesini sağlıyor.
Oruç tutanlarda hücreler genç kalıyor
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda düzenli oruç tutmanın kilo kaybının yanı sıra, düşük kan basıncı, düzenli kalp ritmi, düşük insülin direnci, düşük LDL ve yüksek HDL kolesterol seviyeleri ve daha az iltihaplanma ile ilişkili olduğu ortaya çıktı. Bazı çalışmalarda da hafızayı geliştirdiğine yönelik bulgular edinildi. Bununla birlikte oruç tutmanın daha uzun bir yaşam süresi ile de bağlantılı olduğu düşünülüyor. Son zamanlarda yapılan çalışmalarla ortaya çıkan bu sonuç, oruç tutmanın her bir hücrenin enerji üreten motorlarının daha verimli enerji üretmesine ve hücrelerin daha genç kalmasına izin verebileceğini düşündürüyor.
Bağırsaklardaki bakteri dengesi bağışıklık sisteminin gücünü belirlemede önemli rol oynar. Bazı çalışmalar da gösteriyor ki oruç tutmak bağırsak florası üzerinde olumlu bir etkiye sahip ve salmonella gibi zararlı mikroplara karşı faydalı bakterilerin büyümesini destekliyor.
Elbette bu konuda hala araştırılması gereken birçok soru var. Bu sorulardan belki de en merak edileni bağışıklık sisteminin bu geçici beslenme stresine nasıl uyum sağladığı… Araştırmacılar bir yandan bu sorulara cevap ararken bir yandan da orucun hangi hastalıklarda hastalara yardımcı olmak için etkili bir şekilde kullanılabileceğini araştırıyor.
Kronik rahatsızlıklarda etki tersine dönebilir
Buraya kadar oruç tutmanın nasıl faydalı olduğunu anlatmaya çalıştım. Ancak belli bir kesimi bu faydaların dışında bırakmak gerekiyor. Aralıklı oruç ile ilgili çalışmalar yapılırken çoğunlukla genç yetişkinler baz alınmış.
Söz konusu yaşlılar, hele bir de kronik rahatsızlığı bulunanlar olunca durum tersine dönebilir. Bazı mide rahatsızlıkları nedeniyle ilaç kullananlar ve bu ilaçlarını yiyeceklerle birlikte alması gerekenlerde ilaçlar beklenen etkiyi göstermeyebilir. Kalp veya tansiyon ilaçları alanlar için de oruç tutmak, vücutta tehlikeli dengesizliklerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Uzmanlara göre diyabet, oruç tutulmamasını gerektiren rahatsızlıklardan biri. Özellikle belirli zamanlarda yemeğe ihtiyaç duyanlar ve kan şekeri düzenleyici ilaç kullananlar için tehlikeli bile olabilir. Kalp ve diyabet hastalığı başta olmak üzere sağlık problemleri yaşıyorsanız, oruç tutmak için doktorunuza danışmanızı öneririm.
Konuyla ilgili farklı bir yazıya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.
www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.