İyi temizlenmeyen ve son kullanma tarihi geçen makyaj malzemeleri, bakteri yuvasına dönüşüyor. Özellikle göz kalemi ve fırçaları alkollü spreyle temizlemelisiniz.

Kozmetik ürünlerin çeşitliliği ve ticari kaygılar her geçen gün yüksek vaatli ürünlerin piyasaya çıkmasına neden oluyor. Oysa sağlıklı bir cildin ilk ve altın kuralı ona iyi bakmaktan ve hak ettiği özeni göstermekten geçiyor. Özellikle uykuda geçirdiğimiz zaman dilimi, cildimizin dinlenmesi için ihtiyaç duyduğu en kıymetli zamandır. Sağlıklı ve parlak görünen bir cildiniz olsun istiyorsanız, onun en önemli ihtiyacını karşılamalısınız. Cilt, tıpkı çiçek gibidir ve su ile beslenir. İhtiyacı olan suyu, nemden alır. Gece bakımının en önemli ve altın adımı, temiz cilde nemlendirici sürerek uykuya geçmektir. El, ayak, bacak ve kollarınız başta olmak üzere tüm cildinizin bakıma ve neme ihtiyacı vardır. Eğer yatmadan önce duş almak gibi bir alışkanlığınız yoksa, tüm gün saç ve cildinize yerleşen kiri yastık kılıfınıza ekiyorsunuz demektir. Uzmanlar, haftada en az bir kez yastık kılıfınızı değiştirmeniz gerektiğini söylüyor. Çünkü siz uyurken cildiniz uyumuyor.

CİLT EN ÇOK GÜNÜN İLK SAATLERİNDE NEME İHTİYAÇ DUYAR

Cildinizin neme en çok ihtiyaç duyduğu saatler, günün ilk saatleridir. Yapılan araştırmalar, sabah uyandığınızda bir bardak soğuk su içmenin cildin ihtiyaç duyduğu nemi almasına yardımcı olduğunu gösteriyor. Sabah uyandığınızda ılık su ile duş alın, sıcak su ile değil. Gece saatlerinde cildiniz, ertesi gün ihtiyaç duyacağı nemi elde etmek için yağlı bir tabaka üretir. Uzmanlar sıcak su ile uzun süre duş almanın, cildin doğal olarak ürettiği bu yağlı tabakayı sıyırdığını söylüyor. Bu sebeple, özellikle sabah aldığınız duşun ılık su ile ve kısa süreli olmasına özen gösterin. Kadınların hayatlarında vazgeçilmez bir yere sahip olan makyaj malzemeleri, doğru kullanılmadığı takdirde bakteri yuvasına dönüşebilir. Yaşamımız boyunca kullandığımız her şeyin olduğu gibi makyaj malzemelerinizin de bir son kullanma tarihi vardır. Makyaj malzemelerinin son kullanma tarihleri geçtiğinde, içerlerinde bakteri üremeye başlar. Vaktinde tüketemediğiniz makyaj malzemelerini atmaktan çekinmeyin. Oluşan bakterileri direkt cildinize sürdüğünüzü unutmayın! Peki hangi malzeme ortalama ne kadar süreyle kullanılmalı? En sık kullanılanlara bir bakalım:

Pudra: İki yıl
Fondöten: Bir yıl
Ruj: Bir yıl

Tester ürünleri inceleyen bilim adamları, çeşitli mağazalardan topladıkları tester ürünlerin bakteri yoğunluğu üzerinde bir araştırma yapmışlar. Çıkan sonuç son derece ürkütücü. İki yıl süren bu çalışmanın sonucunda, konu edilen makyaj malzemelerinin yüzde 100’ünde virüs ve bakteriler bulunduğu tespit edilmiş. Kadınların bir kısmı, tester ürün denerken kullanılmamış fırça ya da aplikatör talep ediyor. Ancak bu, söz konusu bakteri ve virüslerden korunmak için yeterli değil. Unutmayın, bu bakteriler ürün içerisinde de bulunuyor. Virüs ve bakterilerin kaynağına değdikleri an itibariyle hepsi birer taşıyıcıdır.

KOL ÇANTANIZI SIK SIK DEĞİŞTİRİN

Makyaj malzemelerinin direkt uygulandığı en hassas bölge gözdür. Uzun süre yaşayabilen bakterilerin basit bir maskara uygulamasıyla bulaşabildiği ispatlanmış bir gerçek. Özellikle gözlerinize temas eden makyaj malzemelerini, (göz kalemi, fırça vb.) alkol içeren spreylerle temizleyebilirsiniz. Bu tip kremler, hydroquinone adlı bir madde içerir. Aman dikkat; hydroquinone’nin en bilinen yan etkisi, ciltte mormavi renkler oluşturmasıdır. Cildinize direkt temas eden doğal içerikli ürünlere de dikkat edin. Neye alerjiniz olduğunu bilemezsiniz. Doğal kremlerin birçoğunda bulunan lanolin adlı madde koyun yününden yapıldığından alerjik etki gösterebilir. Kadınların kol çantalarındaki bakteri yoğunluğuyla ilgili yapılan bir araştırma, son derece ilginç bir bulguyla sonuçlandı. Elde edilen sonuçlara göre, kol çantalarında, ciddi oranda bağırsak bakterisi mevcut. Kol çantalarınızı sıklıkla değiştirmeyi ve temizlemeyi ihmal etmeyin.

C VİTAMİNİ, KIRIŞIKLIKLARIN BELİRGİNLİĞİNİ AZALTIYOR

Kırışıklıklar , özellikle kadınlar için adeta bir kabustur. Kırışıklıkların oluşmasını engellemek neredeyse imkansız ancak daha az belirgin görünmesini sağlamak mümkün. C vitamini yönünden zengin beslenmek, kırışıklıkların belirginliğini azaltmada en iyi yardımcınız olabilir. Bunun için bu haftaki alışveriş listenize; çilek, kırmızı biber, kivi, portakal, limon, ananas, mango ve Brüksel lahanası ekleyin.

DÖRT MEVSİM EN AZ 30 FAKTÖRLÜ KREM KULLANIN

Cilt kuruluğunun başlıca sebepleri arasında az su içmek gelir. Kurumuş cildinizden yana şikayetiniz varsa, işe daha fazla su içerek başlayabilirsiniz. E vitamini yönünden zengin Hindistancevizi yağı da cildinizi nemlendirmek için seçebilecekleriniz arasında yer alıyor. Hindistancevizi yağını kuruyup yıpranmış saçlarınıza da uygulayabilirsiniz. Uzun süre güneşe maruz kalındığında, ultraviyole A ve B ışınları, deri hücrelerini yakarak cildinizde hasar bırakır. Bu hasarın oluşması için gereken süre ve hasarın derecesi, cilt tipinize göre değişiklik gösterir. Sarışınlar, esmer tenlilere oranla daha hassas olduklarından bu tip durumlarla daha sık karşılaşırlar.

Güneşe çıkıldığı ilk gün kızarıklıkla başlayan ve ilerleyen saatlerde hafif acı veren yanıklar, birinci derece yanıklardır ve cildin en üst tabakasının etkilenmesi sonucu oluşurlar. İkinci derecedeki güneş yanıklarında ise derinin daha alt tabakası ve sinir uçları hasar görmüştür ve iyileşme süreci, birinci derece yanığa göre daha ağrılı ve zaman alıcıdır. İkinci derece yanık sonrası oluşabilen su dolu baloncuklar, acının artmasına sebep olur. Bu baloncukların patlatılması enfeksiyon riski oluşturacağından son derece sakıncalıdır ve mutlaka bir uzman danışmanlığında tedavi edilmelidir. Ultraviyole A ve B ışınlarından korunmak için dört mevsim en az 30 koruma faktörlü krem kullanmak gerekir. Bu kremler, doğru uygulandığında maksimum fayda sağlar. Güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmesi ve iki saatte bir yenilenmesi gerekir. Sık aralıklarla denize ve havuza giriliyorsa, iki saatlik bu süre daha kısa tutulmalıdır. Koruyucu krem sürseniz bile güneşe çıkarken şapka kullanmak gerekir.

Makyaj malzemelerinin mikrobik durumuyla ilgili bir başka yazı için buraya tıklayın.

www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.