Kış geldiğinde içsel hastalıkların yanı sıra cilt problemleriyle de uğraşmak zorunda kalabiliriz. Kuru cilt, çatlamış eller ve dudaklar en çok karşılaştığımız sıkıntılar. Çözümü biraz dış müdahale, çokça iyi beslenme.

Kış ayları grip, öksürük, soğuk algınlığı gibi birçok hastalığı beraberinde getirir. Tüm dikkatimizi bu hastalıklardan korunmaya ya da çabuk atlatmaya veririz. Tüm bu süre boyunca da çoğu zaman cildimiz geri planda kalabilir. Oysa soğuk havaların getirdiği nem eksikliği cildimize de düşman. Kuru, çatlak, döküntülü ve kaşıntılı bir cilt çok rahatsız edici olabiliyor. Soğuk aylarda cildinizi korumak için alacağınız küçük önlemler, cildiniz için büyük fark oluşturacak.

Cildinizi İçten Dışa Koruyun

Cilt kuruluğunu önlemek için alınabilecek önlemlerin en etkilisi yine beslenmeden geçiyor. Çünkü gıdalar, cilt hücrelerinin yenilenmesi ve gelişmesi için gerekli olan vitamin, mineral ve besinleri sağlıyor. Cildinizi içten dışa iyileştirecek ve koruyacak gıdalar hem sizi hem de cildinizi mutlu edecek.

Kale birkisi (bir tür lahana): Bu bitki kırış kırış görünse de cilt üzerindeki etkisi tam tersi. İçerdiği A vitamini cildin yenilenmesini, C vitamini ise kolajenlerin güçlenmesini ve cildin sıkılaşmasını sağlar. Amerikan Klinik Beslenme Dergisi’nde yayımlanan bir çalışma beslenme şekli ile cilt görünümü arasındaki ilişkiyi ortaya koydu. Çalışma 40 ila 74 yaş arasındaki, yaşlılık izleri, kırışıklık ve yaşlılık kuruluğu görülen 4 binden fazla kadın üzerinde yapıldı. Sonuç olarak C vitamini açısından zengin beslenenlerin daha az kırışıklık ve cilt kuruluğuna sahip oldukları bulundu.

Ay çekirdeği: Cildi esnek tutar ve zengin bir E vitamini deposudur. Cilt zarını güçlendirir ve UV hasarına karşı cildi korur. Tabi aşırı işlem görmemiş ve tuzsuz olan çekirdekleri tüketmenizi öneririm.

Nar tohumu: Nedense çoğu insan kışın daha az sebze ve meyve yemeye meyilli olabiliyor. Bu durumda da alınan antioksidan miktarı da azalıyor. Nar tohumları cildi, güneş ışınlarından kaynaklanan hasara karşı koruyan, iltihapla savaşan ve kan akışını arttıran polifenol antioksidanlar bakımından zengindir. Ayrıca kırışıklıklara neden olan kolajen hasarını azalttığı kanıtlanan ellagik asit içerir.

Somon: İçerdiği omega-3 yağ asitleri cildin daha fazla nem tutmasına yardımcı olur. Soğuk su balıkları, sivilce, egzama ve tahriş olmuş ciltlerin kendini iyileştirmesine yardımcı olan D vitamini içeren kaynaklardır.

Turunçgiller: Portakal, greyfurt, limon ve bunların türleri cildin kendini onarmasına yardımcı C vitamini deposudur.

Tatlı patates: Tatlı patates başta olmak üzere kök sebzeler hem A vitamini hem de beta karoten içerir. A vitamini cilt onarımına, beta karoten ise cildin koruyucu bariyerini güçlendirerek cilt hücrelerini nemlendirmeye ve dolgunlaştırmaya yardımcı olur.

Yumurta: Besin deposu yumurta, cilt güçlendirici A, E ve B5 vitaminlerini de içerir. Sağlıklı cilt fonksiyonu ve koruyucu bariyerleri destekleyen hücreler olan keratinositlerin üretimine yardımcı olur.

Buğday tohumu yağı: Sağlıklı yağlar parlak bir cilde sahip olmanızı sağlarken, cilt hücrelerini korur. Özellikle buğday tohumu yağı konsantre E vitamini kaynağıdır ve cilt nemlendirilmesine yardımcı seramid ve lipidler içerir.

Ceviz: Ceviz nemi vücuda hapseder ve cilt hasarı ile mücadele eden bol miktarda antioksidan içerir. Ayrıca cilt hücrelerini koruyarak cilt zarını güçlendirdiği bilinen bitki bazlı omega-3 yağ asitleri olan alfa-linolenik asit içerir.

Cildinizi Nemli Tutmaya Özen Gösterin

Cilt kuruluğunun sebebi düşük nem olduğu için, evinizin havasını nemli tutmak ilk adımınız olabilir. Su kaybını yavaşlatan nemlendirici bir krem, muhtemelen bu savaştaki en sıkı müttefikiniz olacak. Banyodan sonra cildinizi kurulayıp hemen nemlendirici uygulayın. Özellikle, kuruluğa yatkın alt bacaklar ve ellerde daha fazla uygulayabilirsiniz. Gün içinde birkaç sefer nemlendirici kullanmanız cildinizi daha da mutlu edecektir.

Dudaklarımız da soğuk havadan çabuk etkilenir. Oluşan çatlaklar ve soyulmalar çoğu zaman çok acı verici olur. Bu durumu yaşamamak için de eczanelerden veya kozmetik marketlerinden alabileceğiniz dudak balsamları kurtarıcınız olabilir. Bu tür ürünler sadece kadınlar için değil. Havalar soğumaya başladığında şeffaf ve mat olan bir dudak balsamı mutlaka yanımda bulundururum.

Soğuk havalarda cildinizi sıcak tutmanız korunması için önemli. Ancak direkt olarak bir ısı kaynağının karşısında oturmaktan bahsetmiyorum. Doğrudan ısı cildinize zarar verebilir. Aynı sebepten banyoda kullandığınız suyun da aşırı sıcak olmaması gerekir. Cildinizi sıcak tutmak için yün kıyafetler tercih ediyorsanız, size kötü bir haberim var. Siz fark etmeseniz de yün cildinizi çizebilir ve tahrişe sebep olabilir. Yumuşak kumaşlı kıyafetler tercih etmeniz bu tür tahrişlere maruz kalmanızı önleyebilir.

Nemlendiricinizi seçerken;

Mümkün olduğunca laktik asit veya glikol asit gibi meyve asitleri olarak da adlandırılan alfa hidroksi asitleri içeren nemlendiricileri tercih etmeye çalışın. Alfa hidroksi asidi içeren kremler nemi diğer kremlere göre daha uzun süre tutabiliyor. Ancak herhangi bir maddeye karşı alerjiniz varsa ürün etiketini okumayı ihmal etmemenizi öneririm.

 

 

Konuyla ilgili farklı bir yazıya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.