Normalleşme sürecinin daha ne kadar devam edeceği bize bağlı. Ne kadar tedbirli olursak o kadar çabuk normale döneriz.
“Coronavirüs Türkiye’ye sıçradığından beri başta Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca ve tüm sağlık çalışanları gece gündüz demeden çalıştılar. Haftalar süren çalışmaların, alınan önlemlerin ardından nihayet yeni vaka sayıları düşmeye başladı…” Bu yazının devamında “COVID-19 artık hayatımızda yok” demek isterdim. Maalesef, “Kısıtlamaların kalkmaya başlamasıyla birlikte dikkatsizlik ve tedbirsizlik vaka sayılarında yeniden artışa neden oldu.” diyebiliyorum.
Mayıs sonu itibariyle sokağa çıkma kısıtlamasının uygulanmayacağı duyurulduğunda doğrusunu söylemek gerekirse insanların bir anda tedbiri elden bırakmalarını beklemiyordum. Bugün geldiğimiz noktada vaka sayıları, yoğun bakıma yatan ve entübe hasta sayıları artıyor. İyileşen hasta sayısı yeniden yeni vaka sayısının altına düştü. Bir sağlık çalışanı olarak maskesiz dolaşanlara, sosyal mesafeyi hiçe sayanlara sormak istiyorum; bu güne kadar yaptığımız tüm fedakârlıklar boşuna mıydı?
Daha önceki yazılarımda da sıkça COVID-19 hakkında çok az şey bildiğimizi belirtmiştim. İçinde bulunduğumuz tabloya bakarak bildiklerimize bir yenisini daha ekleyebiliriz, havaların ısınması coronavirüsün etkisini azaltmıyor.
Salgın sona ermedi, tüm korunma kuralları uygulanmaya devam etmeliyiz. Evet, havalar ısındığı için maske kullanmak bunaltıcı olabilir. Evet, sosyalleşmeden yaşamak insanlar için zor olabilir. Daha birçok sebep sıralanabilir, ancak hiçbir sebep sevdiklerimizin ya da bir yabancının hayatını tehlikeye atma nedeni olamaz.
İkinci dalga ‘Geliyorum’ diyor
Amerikan Hastalık Kontrol merkezine göre son beş ayda Amerika’da gerçekleşen ölümlerin önümüzdeki bir aylık sürede iki katına çıkacağı tahmin ediliyor. Nedeni de son haftalarda toplumsal olayların artması, yani sosyal mesafe ihlali. Bir an önce tedbirli davranmaya geri dönmezsek aynı olasılık Türkiye için de söz konusu olabilir. Öte yandan normalleşme sürecinin daha ne kadar devam edeceği bize bağlı. Ne kadar tedbirli olursak o kadar çabuk normale döneriz. Yetkililerin sokağa çıkma yasağı ya da başka kısıtlamalar getirmesini beklemeye gerek yok. Bireysel olarak alınan önlemler COVID-19’a karşı en etkili yöntem.
Sürekli tekrarlandığı gibi, önlem almaktan vazgeçmeyin. Ellerinizi en az 20 saniye boyunca ovarak yıkayın. Her nerede olursanız olun insanlarla aranıza 2-3 adım mesafe koyun. Kapalı ve kalabalık alanlar yerine açık ve tenha alanları tercih edin. Unutmayın ki açık alanlarda da virüsün bulaşma ihtimali var, maskenizi takmadan evden çıkmayın. Yanınıza mutlaka dezenfektan alın. Kapalı bir ortamda uzun süre kalıyorsanız, ortamı sık sık havalandırın. Kişisel eşyalarınızı kimseyle paylaşmayın. Bol sıvı tüketin. Tokalaşmayı, sarılmayı bir süre daha erteleyin. Ellerinizi yüzünüzde herhangi bir yere sürmeden önce ellerinizin temiz olduğundan emin olun. Bu kurallara uyulduğu müddetçe sokağa çıkma ya da seyahat kısıtlamalarına gerek kalmadan da normalleşme sürecini yürütebiliriz.
Konuyla ilgili farklı bir yazıya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.
www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.