Beslenme
Sahurda Kahvaltı Tercih Edin

Tarih:
3 sene önceon
Yaza
Basın Bülteni
Ramazan ayını sağlıklı bir şekilde geçirmek ve bu sıcak günlerde oruç tutabilmek için birkaç önemli püf noktası bulunuyor. Öncelikle sağlıklı oruç tutabilmek için sahurda kahvaltı tercih edin. Peki diğer püf noktaları neler? Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu, oruç tutanlara sağlıklı önerilerde bulundu.
Sahur yapmadan, oruç tutmayın.
Uykuya ara vermemek için sahura kalkmayıp, yemek yiyerek yatmak bu uzun günlerde kan şekeri düşüklüğüne bağlı olarak çeşitli sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına sebep olacaktır Bu nedenle kesinlikle sahur öğünü atlanmamalıdır.
İftardan sonra ara öğün yapmayı ihmal etmeyin.
İftarda hafif yemekler yiyerek sonrasında bir ara öğün yapmak, gün boyu boş kalan midenin sindirim için zorlanmasına engel olacaktır. Ara öğün olarak da meyve galeta veya leblebi gibi karbonhidrat kaynağıyla 1 bardak süt veya yoğurt tüketimi uygundur.
Sahurda kahvaltı tercih edin.
Sahurda mideyi yormayan az yağlı bol protein içeren mönü tercih edilmelidir. Yüksek protein daha uzun tokluk hissi oluşturacağından orucun daha rahat tutulmasını sağlar. Haşlanmış 1 yumurta, az yağlı az tuzlu peynir çeşitleri, 1 bardak süt veya yoğurttan oluşan mönüye 3-4 dilim ekmek, susuzluğu önlemek açısından 1 porsiyon meyve ekleyerek güzel bir sahur mönüsü oluşturulabilir. Yumurta kullanarak yapılan az yağlı bir menemen veya yine yumurta kullanarak yapılan bir salata mönüdeki posa içeriğini artıracağından gün içinde yaşanabilecek kabızlık sorununu da ortadan kaldıracaktır.
İftarda kızartma, pilav, makarna ve şerbetli tatlılardan uzak durun.
Gün boyu aç kalındıktan sonra kolayca doyulmayacağı hissi ile ağır yemeklerden oluşan menülerle hazırlanan sofralardan uzak durulmalıdır. Genellikle kızartma, börekler, pilav, makarna ve şerbetli tatlılar Ramazan sofralarını süsleyerek kilo artışına neden olmaktadır. Kilo alımını ve mide rahatsızlıklarını önlemek için; ağır kızartma yemekleri yerine hafif zeytinyağlı veya etli sebze yemekleri tercih edilmelidir. Kırmızı et ve beyaz et dengeli olarak tüketilmeli, tek yönlü seçim yapılmamalıdır. Her yemeğin yanına yakıştığı düşünülen pilav veya makarna gibi yağ içeriği yüksek olan karbonhidrat grubu yerine az miktarda Ramazan pidesi iftar mönüsü için daha uygundur. İftarda çorbayla yemeğe başlamak, sonrasında 10-15 dakika ara vermek ve daha sonra yemeğe devam etmek, yemek sonunda yaşanacak şişkinliği ortadan kaldıracaktır. Ayrıca iftarda tüketilen salata günlük alınan posa miktarını olumlu yönde etkileyerek kabızlık sorununu da engelleyecektir.Uzun süre açlığa bağlı olarak oluşan hipoglisemi nedeniyle ortaya çıkan tatlı isteği diğer günlere oranla Ramazan’da daha fazla olmaktadır. Bu isteği karşılamak amacıyla şerbetli ağır tatlılar yerine sütlü veya meyveli hafif tatlılara yer verilmelidir. Yemek sonrasında yenilen meyve veya oruç açarken tercih edilmesini önerilen hurma da tatlı isteğini kısmen azaltacaktır.
Sıvı tüketimine dikkat edin.
Günlük su ihtiyacı 2-2,5 litredir. Uzun ve sıcak yaz günlerinde bu miktardan daha az su tüketimi başta böbrek rahatsızlıkları olmak üzere birçok sağlık problemini beraberinde getirecektir. Bunun yanında çok şekerli ve asitli içecekler yerine; komposto, ayran, taze sıkılmış meyve suyu gibi sağlıklı içecekler sıvı ihtiyacı karşılamak için tercih edilmelidir. Ancak sağlıklı da olsa bu içecekler asla suyun yerini almamalıdır.
Kabızlığı önlemek için posalı yiyeceklere ağırlık verin.
Ramazan’da yaşanan sindirim sitemi problemlerinin başında kabızlık gelmektedir. Kabızlık nedeniyle yaşam kalitesini düşürmemek için posalı yiyeceklerin tüketimi önemlidir. Bu sebeple her gün iftarda salata, sebze yemeği ve meyve tüketimine dikkat edilmeli, ekmek çeşidi olarak tam buğday, çavdar veya kepek ekmeği tercih edilmelidir. İftarda ekmek yerine pide yenebilir, pide yendiği gün sahurda yine posalı ekmek tüketilmelidir.
Hamileler, şeker hastaları ve böbrek hastaları dikkat etmeli!
Uzun süreli açlık ve susuzluk metabolizma dengesini bozacağından ciddi sağlık problemleri olan kişiler oruç tutmamalıdır. Şeker hastaları güz içinde az ve sık yiyerek kandaki şeker düzeyini koruyarak hastalıklarını kontrol altına alır. Fakat oruç tuttuklarında bu düzen bozulacağından ani şeker düşmesi ve ani şeker yükselmesi yaşayabilirler ki bu iki durumda çok tehlikelidir. Böbrek hastaları için ise sıvı alımı çok önemlidir. Gün boyu sıvı almamak böbreği yoracağından rahatsızlıklarının artmasına neden olacaktır. Hamilelerin de hem kendi sağlıklarını hem de bebeklerinin sağlığını düşünerek oruç tutmaması önerilmektedir.
Ramazanla ilgili bir diğer yazıya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bağışıklık
Bağışıklığı Korumak İçin Dengeli Beslenme Şart
Tarih:
4 ay önceon
23 Eylül 2020Yaza
Buket Ertaş
Tüketilen besinler bağışıklık sistemi üzerinde büyük bir etkiye sahip. Tek bir besin grubunun bağışıklık sistemini güçlendirmesi olası değil.
İnsan vücudu her gün milyonlarca mikroorganizmaya maruz kalır. Bu mikroorganizmaların kötü etkilerinden bağışıklık sistemimiz sayesinde korunuruz. İşlevini iyi bir şekilde yerine getiren bağışıklık sistemi, sağlığımızı sürdürmemiz açısından oldukça önemli. Peki, bağışıklık sistemimizi nasıl daha güçlü kılabiliriz?
Tükettiğimiz besinler bağışıklık sistemimiz üzerinde büyük bir etkiye sahip. Tek bir besin grubunun bağışıklık sistemimizi güçlendirmesi olası değil. Diyet, temelde tüm besin gruplarından yeterli ve dengeli bir biçimde oluşmalı. Yeterli miktarda vitamin ve mineral tüketimi, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmenin kilit noktası dersek yanlış olmaz.
Vitaminler bağışıklığı destekliyor
Bağışıklık hücrelerinin büyümesi ve gelişmesine önemli ölçüde katkı sağlayan vitamin ve minerallerin başında, C vitamini, A vitamini, D vitamini, E vitamini, bakır, çinko, selenyum, folik asit ve demir gelir. Ayrıca kaliteli protein (amino asit glutamin dahil) bağışıklık için oldukça önemli.
Bu besinler bağışıklık sistemine; antioksidan görevi yapıp sağlıklı hücreleri koruyarak, bağışıklık hücrelerinin büyümesini ve aktivitesini destekleyip antikor üreterek yardımcı olur.
Meyve, sebze, kepekli tahıllar, baklagiller ve liften zengin diyetlerin, faydalı mikropların büyümesini ve korunmasını desteklediği biliniyor. Protein vücudun bağışıklık sisteminde iyileşme ve yenilenme açısından önemli rol oynar. Biyolojik değeri yüksek proteine, özellikle, süt, süt ürünleri, yumurta, deniz ürünleri, yağsız et, kümes hayvanları, fasulye, bezelye, soya ürünleri, tuzsuz fındık ve yağlı tohumlar gibi çeşitli protein kaynaklarına diyetimizde yer vererek bağışıklık sistemimizi destekleyebiliriz.
A vitamini
Ağız, mide, bağırsak ve solunum sistemindeki deri ve dokuları sağlıklı tutarak bağışıklık sistemini düzenlemeye ve enfeksiyonlara karşı korumaya yardımcı olur. Bu vitamini tatlı patates, havuç, brokoli, ıspanak, kırmızı dolmalık biber, kayısı, yumurta gibi gıdalardan veya “A vitamini ile zenginleştirilmiş” etiketli bazı gıdalardan sağlayarak diyetimize ekleyebiliriz.
C vitamini
Antikor oluşumunu uyararak bağışıklık sistemini destekler. Portakal, greyfurt ve mandalina gibi turunçgiller veya kırmızı dolmalık biber, papaya, çilek, kivi, domates suyu gibi yiyecekleri seçerek bu sağlıklı vitamini sıklıkla tüketerek bağışıklık sistemimizi güçlendirebiliriz. Ayrıca, işlenmiş gıdaların ağırlıklı olduğu, besin çeşitliliği bakımından sınırlı, vitamin ve mineral bakımından fakir diyetler, sağlıklı bir bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkiler.
Bağırsak sağlığı ve bağışıklık birbiriyle derinlemesine bağlantılıdır. Fermente gıdalar ve probiyotikler, zararlı patojenlerin tanımlanmasına ve hedeflenmesine yardımcı olarak bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Probiyotik gıdalar arasında; yoğurt, kefir, lahana turşusu, doğal olarak fermente edilmiş ürünler ve bazı peynir çeşitleri bulunur. Vücut direncini arttırmak adına diyette düzenli tüketilmeleri gerekir.
E vitamini
Antioksidan görevi yaparak bağışıklık fonksiyonunu destekler. Takviyeli tahıllar, ayçiçeği çekirdeği, badem, bitkisel yağlar (ayçiçeği veya aspir yağı gibi), fındık ve fıstık ezmesi ile diyetinize E vitamini ekleyebilirsiniz.
Çinko, bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasına ve yaraların iyileşmesine yardımcı olur. Çinko; yağsız et, kümes hayvanları, deniz ürünleri, süt, tam tahıllı ürünler, fasulye, tohumlar ve kuruyemişlerde bulunur.
Omega-3’ün anti-inflamatuar özelliklere sahip olduğu bir süredir bilinirken, yeni araştırmalar bağışıklık sistemi hücrelerinin işleyişini etkileyerek bağışıklık sistemini daha da desteklediğini gösteriyor. Haftada 2-3 gün balık tüketerek omega-3 ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz Ayrıca ceviz, chia tohumu, zeytinyağı, somon, keten tohumu, ve avokado gibi esansiyel yağ asitlerinden zengin sağlıklı yağlar, iltihabı azaltarak vücudunuzun patojenlere karşı bağışıklık tepkisini arttırır ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Yakın dönemde yapılan araştırmalar, rafine şeker ve kırmızı et bakımından zengin diyetlerin, sağlıklı bağırsak mikroorganizmalarında rahatsızlıkları teşvik edebileceğini ve bunun sonucunda bağırsakta kronik iltihaplanmaya sebep olarak bağışıklık sistemini negatif yönde etkileyeceğini gösteriyor. Son olarak rafine ve ilave şeker kullanımı, obezite, tip 2 diyabet ve kalp hastalığına önemli ölçüde katkıda bulunur. Bu kronik hastalıkların tümü bağışıklık sistemini baskılar. Şeker alımını düşürmek, iltihaplanmayı ve bu hastalıklara yakalanma riskini azaltır.
Konuyla ilgili farklı bir yazıya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Beslenme
Şok Diyetlerin Zararlarını Biliyor musunuz?

Tarih:
5 ay önceon
4 Eylül 2020Yaza
Dr. Öz ve Ekibi
Şok diyetlerin vücudunuza verdiği zararları duyunca çok şaşıracaksınız…
Covid-19 pandemi sürecinde uzunca bir süre fiziksel aktiviteden uzak kaldık.
Günlük rutinler değişti. Stres nedeniyle düzensizleşen yeme içme alışkanlıkları da pek çok kişide kilo alma gibi etkilere sebep oldu.
Bu durumla başa çıkmak ve eski formuna geri dönmek isteyenler kilo vermek için şok diyetlere yönelebiliyor. Ancak kilo verme sürecinde, özellikle şok diyet uygulamalarında dikkat edilmesi gereken önemli unsurlar var. Sizler için bir araya getirdik.
Sağlıkla kalın…
Sağlıklı yaşam konusunda bilinçlendirici içerik paylaşımı yaptığımız youtube sayfamızı görüntülemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Ağustos ayında yenmesi gereken sebze ve meyveleri mutfağınızdan eksik etmeyin…
Yediğimiz sebze ve meyvelerin hormonlu olmasından, pek çok ilaca maruz kalmasından, görünüş ve renklerinden ve tadından memnun olmadığımız dönemler oluyor…
Hatta fiyatların aşırı pahalanması da şikayetler arasında. Bunun sebebi pek çok sebzeyi mevsimi dışında da tüketiyor olmak!
Tüm bu olumsuz durumlardan kaçınma mümkün; Meyve, sebze ve hatta balıkları doğru zamanda tüketerek hem sağlığımız hem de damak tadımız için büyük bir iyilik yapabiliriz.
Doğal şartlarda yetişen tüm meyve ve sebzeler besin değeri açısından zengin olurlar.
Sağlıkla kalın…
Sağlıklı yaşam konusunda bilinçlendirici içerik paylaşımı yaptığımız youtube sayfamızı görüntülemek için buraya tıklayabilirsiniz.

mRNA Aşıları Ne Kadar Güvenli?

Hayatın Ritmi 86. Bölüm – Sağlıklı Kış Mutfağı – Gıda Reçetesi

Vücudun Bağışıklık Tepkisi mRNA İle Kandırılıyor

Hayatın Ritmi 85. Bölüm – Evlilik Ömrü Uzatıyor mu?

Stresi Geride Bırakmak İçin Hazırlık Yapın

Hayatın Ritmi 68. Bölüm – Doğru Maske

Hayatın Ritmi 70. Bölüm – Meme Kanseri Teşhisi ve Tedavisi – Mamografi

Hayatın Ritmi 73. Bölüm – Çocuklarda Kabızlık ve Nedenleri

Hayatın Ritmi 69. Bölüm – Türk Mutfağı ve Mikrobiyata İlişkisi

Covid-19 Kalıcı Beyin Hasarına Neden Olabiliyor

Hayatın Ritmi 86. Bölüm – Sağlıklı Kış Mutfağı – Gıda Reçetesi

Hayatın Ritmi 85. Bölüm – Evlilik Ömrü Uzatıyor mu?

Hayatın Ritmi 84. Bölüm – Pandemide Evde Yaşam – Covid-19’dan Korunma Yolları

Hayatın Ritmi 83. Bölüm – Covid-19 ve Göz Hastalıkları

Hayatın Ritmi 82. Bölüm – Koku ile Ölüm Arasındaki Bağlantı
Özel Çekilişler İçin Mail Listemize Kaydolun
Öne Çıkanlar
- Bilinçli hasta6 sene önce
Bel Fıtığı Olanlar Nelere Dikkat Etmeli
- Gazete Yazıları4 sene önce
Fibromiyalji Ağrıları
- Beslenme4 sene önce
Düz Bir Karın için Türk Kahvesi!
- Çorbalar5 sene önce
Şifa Çorbası Tarifi
- Salatalar5 sene önce
Somonlu Salata Tarifi
- Bilinçli hasta5 sene önce
Unutkanlık için Ne Yapılmalı?
- Aile Sağlığı5 sene önce
Tiroid Bezi Rahatsızlıkları
- Cilt Bakımı5 sene önce
Güzel Bir Cilt Herkesin Rüyası
madame kokos
4 Haziran 2018 at 10:12
Çok dogru bende sahurda acıkmayanlardanım gecen tv de dınledım sızı sadece süt ıçiyormussunuz cok mantıklı aslında bende sut ve yumurtayla tamamladım sahurumu cok daha rahatlıyor mide.Tabı onun oncesı bol su tukettim.