Bağışıklığımız hep güçlü olmalı diyoruz ama belki önce tam olarak neyi güçlendirmemiz gerektiğini anlamalıyız. Bağışıklık sistemi kalp ya da böbrekler gibi bir organ değil elbette. Ancak bir organımız var ki bağışıklık sistemiyle bağlantısı oldukça fazla; bağırsaklar.

COVID-19’un dünyayı etkisi altına almaya başlamasından beri bağışıklık sisteminin öneminden, güçlü olması gerektiğinden daha sık bahseder olduk. Ben de her fırsatta bunu vurgulamaya devam ediyorum ki güçlü bir bağışıklık sistemi doğrudan sağlıklı olmak demek. Yakalandığınız hastalıklar karşısında vücudunuzun verdiği tepki, en basit örneğiyle üşüttüğünüzde yorgun ve halsiz hissetmeniz, bağışıklık sisteminizin vücudunuzdaki virüslerle savaştığı anlamına geliyor.

Son yıllarda yapılan araştırmalar bağışıklık sistemi ile bağırsaklar arasındaki ilişkiye daha fazla yoğunlaşmaya başladı. Bağırsaklar sindirim organı olarak görev yapsa da bağışıklık hücrelerinin ortalama yüzde 65’ine sahip. Bağırsaklar sadece bağışıklık hücreleri değil, ortalama 100 trilyon organizmaya sahip 500 farklı bağırsak bakterisi de bulundurur ki bunlar sağlığımız için vazgeçilmezdir. Bağışıklık hücreleri ve bağırsaklardaki probiyotik dediğimiz bu bakteriler bir araya geldiğinde, mikropların vücuda girmesini engelleyen bağırsak florası dediğimiz sistem oluşur.

Bilim bu kadar gelişmeden önce yaygın inanış bağışıklık hücreleri ve probiyotiklerin düşman olduğu yönündeydi. Araştırmalar ilerledikçe bu inanış tam tersi bir hal aldı ve farklı konularda işbirliği yaptıkları düşünülmeye başlandı. Probiyotikler de bağışıklık hücreleri kadar vücut için olmazsa olmazlar listesine girdi. Peki, bağışıklığı arttırmak için probiyotikler kullanılabilir mi? Araştırmacılar bu soruya cevap ararken özel bir bağlantıyı keşfettiler: Her insanın kendine özel ve yaşla birlikte değişen bir bağırsak florası olsa da en önemli faktörün beslenme de dahil çevresel olduğu. Sonuç olarak da probiyotik miktarını arttırmak için alınabilecek gıdalara odaklanıldı.

Yoğurt bağışıklık sisteminin en yakın dostu

Bağırsak fonksiyonunu düzenleyen laktik asit bakterileri uzun yıllardır bağışıklığı arttırmakla ilişkilendiriliyordu. Hatta Nobel Ödüllü Rus mikrobiyolog Elie Metchnikoff, Bulgarların uzun ve sağlıklı yaşamalarının sırrını araştırarak bunu içinde bol miktarda laktik asit bakterisi bulunan yoğurdu düzenli tüketmeleriyle açıkladı. Laktik asit bakterilerinin bağışıklık sistemini harekete geçirme şekli biraz karmaşık olsa da sonuç olarak güçlü hücreler ortaya çıkar ve bu hücreler enfeksiyon veya bulaşıcı hastalıklara hatta kansere karşı direnç sağlar.

Birçok yiyeceğin bağışıklığı güçlendirdiğini biliyoruz ancak laktik asit bakterilerinin kendi başına bağırsak aktivitesini güçlendirdiği su götürmez bir gerçek. Elbette hepsi aynı derecede etkili değil. Bu bakteri tiplerinden bir tanesi güçlü hücrelerin oluşumunda oldukça etkili ve bu bakteriler fermente edilmiş, yani evde yaptığınız yoğurtta bulunanlar.

Bağışıklığın iki şaması bulunur. İlki doğal bağışıklık vücuda giren yabancı organizmaları arayıp saldırır ve ikincisi edinilmiş bağışıklık da hastalıklar karşısında geliştirilen yeni savunma mekanizması yani antikorlar. Genel olarak probiyotiklerle doğal bağışıklığı arttırmak amaçlanır. Ancak son yapılan araştırmalar gösterdi ki laktik asit bakterilerinin vücutta devreye soktuğu süreç sonradan kazanılan bağışıklığın güçlenmesinde de oldukça etkili. Bu sonuca varmak için yapılan çalışmada yetişkin 40 erkek gönüllü incelendi. İki gruba ayrılan gönüllüler grip aşısı oldular. İlk gruba aşıdan üç hafta önce ve on hafta sonra yoğurt verildi. İkinci gruba ise koruyucu olduğu söylenen ancak etkisiz bir ilaç verildi. Ortaya çıkan sonuç ilk grubun antikor değerlerinin ikinci gruptan yaklaşık yüzde 40 fazla olduğunu gösterdi.

Araştırmacılara göre probiyotiklerin sağlık üzerindeki etkisi şu an bilinenden çok daha fazla olabilir.

 

Konuyla ilgili farklı bir yazıya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.

www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.