11 ay boyunca özlemle beklenen Ramazan geldi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan ayı öncesi ‘kimler oruç tutabilir kimler tutamaz’ tartışmaları kaçınılmaz olarak bir süredir yapılıyor. Bu yılki COVID-19 salgını da bu tartışmalara farklı bir boyut kazandırdı.
Coronavirüsün zayıf bağışıklık sistemine sahip olanları daha çok etkilediğini biliyoruz. Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için birincil olarak sağlıklı beslenmek gerektiğini de biliyoruz. Bu bilinenler Ramazan öncesi şu soruyu akıllara getirdi; Oruç tutmak bağışıklık sistemini zayıflatır mı? Bir doktor olarak bu soruya gönül rahatlığıyla ‘Hayır’ diyebilirim. Bağışıklık sistemini güçten düşüren aç kalmak değil, sağlıksız beslenmek. Oruç tutmaksa tam tersine bağışıklığın güçlenmesini sağlıyor.
Oruç tutmak vücudu iyileştiriyor
Hayvanların hastalandıklarında yemek yemedikleri belki dikkatinizi çekmiştir. Peki, bunun nedenini hiç düşündünüz mü? Aslında bu tamamen içgüdüsel bir davranış. Hayvanlar hastayken vücut, sistemlerde ortaya çıkan stresi azaltmak için sadece dinlenmeye odaklanır. Böylelikle vücudun enfeksiyonla savaşı kolaylaşır. Bu doğal mekanizma öyle kusursuz işler ki hayvanın tüm iç enerji sistemlerinin bağışıklığa yönlenmesini sağlar. Yani belirli bir süre aç kalmak hayvanların iyileşmesinde önemli rol oynuyor. Her ne kadar insanlar hastalandıklarında hayvanların aksine daha fazla yiyecek tüketme arayışında olsa da, aynı doğal mekanizma insan vücudu için de geçerli. Belli bir süre aç kalmak yani oruç tutmak, insan vücudunu da iyileştiriyor; vücuttaki hücre hasarını azaltıyor, iltihap oluşumunu önlüyor ve kanser hücresi oluşumlarını yok ediyor.
Vücudun, sindirim, düşünme, bağışıklık gibi işlevlerin çalışmasını sağlayan belli bir enerjisi var. Hastayken yemek yendiğinde vücut bu enerjiyi sindirme ihtiyacı için kullanır. Oruç tutmak ise mevcut enerjinin sindirim yerine diğer sistemlerde kullanılmasına olanak sağlar. Bu da vücut için bir nevi enerji tasarrufu denebilir çünkü sindirim süreci için oldukça fazla enerji kullanması gerekir.
Yemek yediğimizde, vücuda giren gıdalardaki istenmeyen mikroorganizmaları önlemek için öncelikli olarak bağışıklık sistemi devreye girer. Tüketilenler ister pişmiş, ister çiğ olsun bu durum değişmez. Bağışıklık sistemi vücuda giren bu yeni istenmeyenlere saldırmak için aktifleştiğinde diğer aktiviteler için ayrılmış enerji rezervlerini de kullanır. Oruç tutmak enfeksiyonları ve diğer istenmeyenleri yok etmek için beyaz kan hücrelerinin serbest kalmasını sağlar.
Bağışıklık sisteminin en düzenleyicisi aç kalmak dersek yanlış olmaz herhalde. Yapılan araştırmalara göre uzun süren açlık bağışıklığın düzenlenmesi sürecine daha fazla enerjinin odaklanmasını sağlıyor. Hatta aralıklı oruç diyetini birçok uzman öneriyor ki daha önceki yazılarımda bu diyet türüne de yer vermiştim. Oruç tutmak da bu diyet türüyle neredeyse aynı şartlara sahip. Tek fark oruç tutarken aç geçirilen sürede su içilemiyor olması. Ancak iftar ve sahur arasında düzenli su tüketilirse bu sindirim sisteminin temizlenmesine yardımcı olur, bağırsaklardaki doğal mikroorganizmaların sayısını azaltır. Hatırlarsanız eğer bağırsaklardaki bu mikroorganizmaların bağışıklık sitemi ile ilişkisinden bahsetmiştim. Buradaki mikroorganizma sayısının azalması kullanılacak enerjinin daha önemli alanlara yönlenmesini sağlar. Böylece bağışıklık sistemi vücutta onarılması gereken ve daha önce enerji bulup yapamadığı iyileştirmelere başlayabilir.
! Aç kalmak bazı hastalıklarda elbette tavsiye edilmiyor. Kronik bir rahatsızlığınız varsa ve sürekli olarak ilaç kullanıyorsanız, oruç tutmanızda sakınca olup olmadığını öğrenmek için doktorunuza danışmanızı öneririm. |
Konuyla ilgili farklı bir yazıya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.
www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.