Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Başak Oyan Uluç, Meme Kanseri Farkındalığı ayında erken teşhisin önemini şu sözlerle anlatıyor “ Meme kanserinde erken teşhis ve bilinç paha biçilmezdir. Genç yaşlardan itibaren öğrenin, konuşun ve kendinizi test edin”
Ekim ayı, her yaşta, beslenmeye, yaşa, genetiğe, kiloya bakmadan, her 8 kadında 1 karşılaşılan ve her yıl daha da yaygınlaşan meme kanserine karşı yapılan bir bilinçlendirme ayı. Bu kadar yaygın olan ve her kadını tehdit eden bu hastalık, kadınlarda kansere bağlı ölümlerin yüzde 15’ini oluşturuyor. Kadınları endişelendiren bir rakam. Ancak teşhisinin kolay olması ve yeni geliştirilen tedavi yöntemleri tedirginlikleri ortadan kaldırıyor.
Meme kontrolü nasıl yapılır?
Erken teşhisin en önemli adımı evde kendi kendimize yapabileceğimiz kontroldür. Memeyi el ile muayene ederek, genellikle en az 1 cm büyüklüğüne ulaşmış kanserli bir kitleyi bu yöntem ile keşfetmemiz mümkün. Ayrıca belli başlı belirtiler de var, bu belirtilere sahip olan kadınlar vakit kaybetmeden uzmana görünmeli.
- Memede büyüme, şekil bozukluğu yada renk değişikliği
- Meme başında içe doğru çekilme, çökme
- Memede veya koltuk altında ele gelen sert kitle
- Meme başından akıntı
- Memede portakal kabuğu görüntüsü
Meme kanseri tüm kadınlarda görülebilir!
Meme kanseri tüm kadınlarda görülebilir, ancak bazı faktörlerin meme kanseri riskini artırdığı bilinmektedir. Meme kanseri görülme sıklığı yaşla beraber artmaktadır. Adet görmeye başlama yaşının 12’den önce olması, geç menopoza girmek (55 yaş sonrası), hiç doğum yapmamış olmak veya geç yaşta (30 yaş sonrası) doğum yapmak, emzirmemek, ailede meme kanseri tanısı almış kişilerin olması, alkol ,sigara kullanımı ve menopoz sonrası obezite riski artıran durumlardır.
Beslenme önerileri;
Beslenmenin risk artırmada etkisi net olmamakla birlikte, fazla kırmızı et tüketimi, işlenmiş et tüketmek ve aşırı yağlı beslenmek riski artırabilir. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenmenin, fiziksel aktivitenin fazla olmasının riski azalttığı gösterilmiştir. Düzenli sporun yanında kadınların sarımsak ve yeşil yapraklı sebzeler gibi belirli yiyecekleri de tüketmeleri meme kanseri riskini azaltmada etkili olduğu kanıtlanmıştır.
- İdeal kilonuzu koruyun.
- Alkol alımını azaltın. Çok gerekliyse 1 kadehten fazla tüketmeyin.
- Yapılan çalışmalar Emziren kadınların meme kanserine yakalanma riskinin diğer kadınlara oranla daha düşük olduğunu gösteriyor.
- Yeşil çay içerdiği polifenoller sayesinde meme kanserinden koruyucu özellik gösteriyor.
- Haftada 1-2 kere orta büyüklükte balık tüketilmesi gerekmektedir.
- Kalsiyumdan zengin az yağlı süt, yoğurt, peynir ve süt ürünleri meme kanserinden korunma açısından çok önemlidir.
- Havuç, kırmızıbiber ve tatlı patates gibi sarı, turuncu ve kırmızı renkli meyve ve sebzelerde bulunan karotenoidlerin meme kanseri riskini azaltabileceğini bildiren araştırmalar mevcut.
- Bol sebze, düşük karbonhidrat ve az kırmızı et tüketilen diyetler östrojen reseptörü negatif meme kanseri geliştirme riskini önemli ölçüde düşürmeyle bağdaştırılmaktadır.
- Kanser oluşumunu artırıcı etki gösteren tam yağlı besinler, kızartmalar, tütsülenmiş ve tuzlanmış salamura etler ile mangalda pişirilen etler kesinlikle uzak durun!
Tedavi yöntemleri nelerdir?
Meme kanseri erken teşhis konulması ve günümüz modern tedavilerinin kullanılması durumunda tedavi edilebilir bir hastalıktır. Başarılı bir tedavi tek branş tarafından yapılamaz. Başarı için Genel Cerrahi, Tıbbi Onkoloji, Radyasyon Onkolojisi, Patoloji, Radyoloji, Nükleer Tıp gibi çok sayıda branşın ortak karar vererek hareket etmesi gerekmektedir. Bu amaçla hastaların tümör konseyinde tartışılarak tedavi planlarının yapılması gerekmektedir.
Erken evre meme kanserinde ana tedavi cerrahidir. Cerrahi sonrası nüksleri engellemek için tümörün özelliklerine göre radyoterapi, kemoterapi ve hormonal tedavi uygulanmaktadır. Başka organa atlamış (metastaz yapmış) tümörlerde ise cerrahi yapılmamakta, kemoterapi ve/veya hormonal tedavi uygulanmaktadır.
Kalıtsal meme kanseri riski taşıyanlara ne yapmalıdır?
Belirtmek gerekir ki; kanserlerin yalnız %10’u kalıtsaldır. %70-75’inde ailede daha önce meme kanseri teşhisi almış kişi yoktur yani tüm kadınlar meme kanseri açısından risk altındadır.
Kalıtsal meme kanseri riski taşıyan kişilerde önleyici cerrahiler, ilaçla korunma ve yakın takip önerilmektedir. En etkin yöntem önleyici cerrahiler ile riskin azaltılmasıdır. Angeline Jolie örneği ile gündeme oturan ve pek çok kadının bilinçlenerek, cesaret ederek meme kanseri ile savaşı baştan kazanmalarına olanak sağlayan bir tedavidir. Bu yöntemler çift taraflı mastektomi, yani memenin alınması ve over kanserine karşı yumurtalıkların alınmasıdır. Mastektomide cilt ve meme başı korunup, cerrahi sırasında silikon implant yerleştirildiği için estetik bir problem olmamaktadır. Yumurtalıkların alınması 35-40 yaşından sonra veya istenen sayıda çocuk yapıldıktan sonra önerilmektedir.
Meme kanseri konusu hakkında daha fazla bilinçlenmek için bir başka yazımızı okuyabilirsiniz. O yazımız için buraya tıklayın.