Salgın ilk ortaya çıktığında hastalığın seyri kısıtlı bilgiler doğrultusunda açıklanabiliyordu. Aradan geçen zamanda yeni tip coronavirüs ile ilgili daha önce fark edilemeyen belirtiler gün yüzüne çıktı.
Bu yılın başında coronavirüsün adını ilk duyduğumuzda beraberinde kısa bir belirti listesi de vardı: yüksek ateş, öksürük ve nefes darlığı. Virüs yayıldıkça, hakkında yapılan araştırmalar da arttı ve önemle takip edilmesi gereken belirtilerin listesi de her geçen gün uzadı.
En son Nisan ayında resmi olarak dokuz belirti açıklanmıştı. Liste kısa süre önce güncellendi ve üç yeni belirti daha eklendi: burun tıkanıklığı/akıntısı, bulantı/kusma ve ishal. Aslında bu belirtiler daha önce Dünya Sağlık Örgütü tarafından COVID-19 belirtileri olarak tanımlanmıştı, ancak resmi olarak açıklanmamıştı.
Belirti listesi uzar mı?
Coronavirüsün yeni keşfedilen bir türü olarak Covid-19’a neden olan virüs hakkında her geçen gün yeni bilgiler ediniliyor. Salgın ilk ortaya çıktığında virüs nedeniyle hastanede yatanların bilgileri toplanıyor ve hastalığın seyri bu bilgiler doğrultusunda açıklanabiliyordu. Aradan geçen zamanda yeni tip coronavirüs ile ilgili birçok araştırma yapıldı. Daha geniş kapsamlı testler ve çalışmalar sayesinde, daha önce fark edilemeyen belirtiler gün yüzüne çıktı.
Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne göre virüse maruz kaldıktan 2-14 gün sonra ortaya çıkan COVID-19 belirtileri, listelenenden fazla olabilir. Virüse maruz kalan hastalardan sağlık kuruluşlarına çeşitli belirtiler bildiriliyor. Ancak nadir görülen belirtiler olduğu için resmi olarak COVID-19 belirtisi olarak listeye eklenmiyor.
COVID-19 belirtileri
Yüksek ateş, COVID-19’un en yaygın belirtisi olarak tanımlanıyor. Özellikle 38 derece üzerindeki vücut ısısı tehlikeli olarak görülüyor. Salgın döneminde ateş konusunda daha da dikkatli olunması gerekiyor.
COVID-19 ile enfekte olanlarda genellikle kuru öksürük görülür. Yani öksürük sırasında balgam ya da mukus görülmez.
Nefes darlığı da COVID-19 hastalarında sıklıkla görülen belirtilerden biri. Yorgunlukta olduğu gibi hızlı nefes alıp vermekten ziyade kendi kendine nefes alamamak olarak tanımlanabilir.
Yorgunluk hissi, vücudun virüsle savaşması nedeniyle ortaya çıkabiliyor. Bağışıklık sistemi vücuttaki enerjiyi bu yönde kullandığından başka aktiviteler için yeterli enerji kalmıyor.
Coronavirüs sindirim sistemine gidebiliyor
Enfekte olan kişilerin hissettiği kas ve vücut ağrıları, grip gibi diğer viral enfeksiyonların tipik belirtisi olarak ortaya çıkabilir.
Hastalarda karşılaşılan baş ağrısı yüksek ateşin bir sonucu olarak ortaya çıkabiliyor. Ayrıca, hastalıktan kaynaklı düzensiz uyku ve yemek ya da yeterince su içememek de baş ağrısına neden olabiliyor.
Tat ve koku kaybı, virüsün burun boşluğuna girerek buradaki koku algılama merkezleri üzerinde enfekte bir katman oluşturması nedeniyle ortaya çıkabiliyor. Tat ve koku duyuları bağlantılı olduğundan. Koku duyusu zarar gördüğünde tat duyusu da bozuluyor.
Bir solunum yolu hastalığı olan COVID-19 boğaz ağrısına da neden olabiliyor. Özellikle sürekli öksürükle birlikte boğazı tahriş edebiliyor.
Burun tıkanıklığı ya da akıntı viral hastalıklarda görülen yaygın bir belirti olarak karşımıza çıkıyor. Burun boşluğunun virüs nedeniyle şişmesi akıntı veya tıkanıklığın nedeni olarak görülüyor.
Bazı COVID-19 vakalarında görülen bulantı ve kusmanın nedeni tam olarak açıklanabilmiş değil. Bir teoriye göre genizden mideye giden damlacıklar bulantı ve kusmaya sebep olabilir. Ancak virüs farklı insanlar da farklı davranıyor da olabilir.
Vakalarda görülebilen ishal de bulantı ve kusma için ortaya atılan teorilerle aynı doğrultuda açıklanıyor. Mideden sindirim sistemine ilerleyen virüs ishale neden olabiliyor.
Konuyla ilgili farklı bir yazıya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.
www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.