Sonbahar günleri, hastalık mevsimi diye bilinir. Doğrudur da… Özellikle toplu alanlarda daha fazla vakit geçirilmeye başlanması ve aniden bir ısınıp bir soğuyan hava sıcaklıkları enfeksiyonları kaçınılmaz hale getiriyor.

Bağışıklık sistemi, vücudumuzun savunmasından sorumlu askeri birliktir. Bu sistem, bedenin tehdit altında olduğunu hissettiğinde uygun silahları kuşanıp ‘düşmanla’ mücadeleye girer ve onu alt etmeye çalışır. Bu yüzden bağışıklık sistemini güçlendirmek, hastalıklarla mücadele için çok önemli bir konudur.Tüm canlıların bedeninde yaradılıştan varolan bağışıklık sistemi, doğumdan itibaren çalışmaya başlar. En önemli görevi; hastalıklara sebep olabilecek virüs, patojen ve yabancı maddeleri tanıyarak onlarla mücadele yollarını belirlemektir. Bu sistemin, dostu düşmanı doğru şekilde ayırması gerekir. Aksi halde sağlıklı doku hücrelerini yok etmeye girişebilir!

Bağışıklık sisteminin en önemli özelliklerinden biri, genetik faktörlerden fazlaca etkilenmesidir. Buna bir de çevresel faktörler ve yaşam tarzı eklendiğinde hem kontrol edilebilir, hem de zaptı zor bir hal alır. Yaşam tarzınızı değiştirip, bazı basit önlemlerle bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirmek ve hastalıklara karşı vücut direncinizi arttırmak mümkün. İşte size bağışıklığınızı güçlendirebilmeniz için önerilerim;

  • Mevsim meyve ve sebzeleri bağışıklığı güçlendirmenizde en büyük yardımcınız.

Bol vitamin ve mineral içermeleri bakımından sebze ve meyve tüketmeniz sağlıklı beslenme adına oldukça önemli. Antioksidandan zengin beslenmek vücudunuzu temizler ve bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirir. Sonbaharın vazgeçilmez meyveleri olan nar, elma, portakal, kivi, sebzeleri ise lahana, karnabahar, pırasa ve brokoli sizi hastalıklara karşı korumada en büyük yardımcınız olacaktır. Ben bu saydığım meyve ve sebzeleri soframdan eksik etmiyorum.

  • Balık sevenler şanslılar.

Balık içeriğindeki Omega 3 ve diğer faydalı yağlar sayesinde iyi huylu kolesterolün yükselmesini ve kötü huylu kolesterolün düşmesini sağlar. Sağlıklı bir gelişim ve yaşam için özellikle çocukluk döneminden itibaren balık yeme alışkanlığının kazanılması gerekmektedir. Bağışıklığınızı tamamen güçlendirmek için, yediğiniz balığın yeterince iyi yağ içerdiğinden emin olun. Somon, ton balığı, uskumru ve sardalya gibi omega-3 yönünden zengin balıkları tüketin.

  • Tek tip beslenmek yerine dengeli beslenmeyi hayat felsefeniz haline getirin.

Diyet yapmak uğruna tek tip beslenmeyi değil dengeli beslenmeyi tercih edin. Denge bozulduğu takdirde metabolizmanızın dengesi de bozuluyor ve bu durum hastalıklara yakalanmanızı kolay hale getiriyor.

  • Uzun süre aç kalmak, bağışıklığınızı zayıflatıyor.

Güne mutlaka sağlıklı bir kahvaltı ile başlayın ve ana öğünlerinizi atlamayın. Uzun süre açlığa izin vermemek için özellikle öğleden sonra sağlıklı ara öğünleri tercih edebilirsiniz..

  • Hazır gıdalar tüketmeyin.

Sağlıklı bir nesil için beslenme alışkanlıklarının küçük yaşlarda edinildiğini unutmayalım. Yemek yemediği takdirde aman aç kalmasın diye düşünerek çocuğunuza paketlenmiş gıdalardan yedirerek karnını doyurmayın. Bu tip yiyeceklerin faydadan çok zararı vardır. Ayrıca sağlıklı beslenmenin yanı sıra da mutlaka çocuklarınızı fiziksel aktivite yapması için destekleyin ya da birlikte yaparak alışkanlık kazanmasına yardımcı olun. Çocukların beslenmeleri hem gelişimleri, hem de okul başarıları için son derece önemlidir. Son yıllarda çalışan ebeveynlerin vakitsizliği sebebiyle hazır gıdalarla beslenmek sorunda kalmaları ve ev yapımı gıdalara dahi girmeyi başaran katkı maddeli yiyecekler yemeleri sebebiyle çocuk obezlerin sayısı hızla artıyor.

  • Hayatınızdan hareketi eksik etmeyin. Günde 10 bin adım atın.

Yediğiniz yemeklerin enerjiye dönüşmesi için hareket etmeniz gerekli. Haftada en az 3 gün, mümkünse 45-60 dk tempolu bir şekilde yürüyün. Vaktim yok diyerek kendinize bahaneler buluyorsanız arabanızı uzağa park edin, asansör yerine merdiven kullanın ya da toplu taşıma kullanıyorsanız 2-3 durak erken inerek yürüyebilirsiniz. Dengeli hareket egzersiz olmazsa olmazımız yani yürüyüş. yapmak Fakat hareketli olmak da önemli, yani günlük attığınız adım sayısı. Burada altın kuralımız günde 10 bin adım. Hareketli olun dediğimizde yatay düzlem adımlardan bahsediyorum. Ofis çalışanları için bu oldukça zor ama imkansız değil. Toplu taşıma araçlarını kullanmak, bir sonraki duraktan otobüse binmek, otoparkta arabayı biraz daha uzağa park etmek, ofis içerisinde telefondan ziyade meslektaşınızın yanına kadar gidip konuşmak, daha uzak bir yazıcıdan çıktı almak gibi hayatın içerisine adımları yerleştirmek gerek. Eğer sizde ışıldamak ve bağışıklığınızı güçlendirmek istiyorsanız harekete geçmelisiniz.

  • Günde minumum 6 saat uyuyun.

Sağlıklı bir bağışıklık sistemi için düzenli bir uyku çok önemli. Günde en az 6 saat uyumalısınız ve bu uykunun da gece olması gerekiyor. Gece karanlık ortamda uyurken büyüme hormonu salgılanıyor. İyi bir uykudan sonra sabah salgılanan kortizol hormonu ise bizi gün içerisinde stres, ani karar-hareket durumlarına karşı bizi hazır hale getiriyor. Yapılan araştırmalar; erkeklerin yedisekiz, kadınların ise altı-yedi saat uykuya ihtiyaçları olduğunu gösteriyor.

  • Sık sık ellerinizi yıkayın.

Mikropların hızla yayılması grip, broşit gibi hastalıkların oluşmasındaki en önemli etken ellerin yeterince iyi yıkanmamasıdır. Bulaşıcı hastalıklardan korunmak için  belkide ilk kural, ellerinizi sıklıkla yıkamaktır. Doktorunuza danışmak kaydıyla aşı yaptırmak da korunmak için en geçerli önlemler arasında yer alır. Özellikle kış aylarında selamlaşma şeklinizi değiştirin ve tokalaşmak, sarılmak ya da öpüşmekten vazgeçin. Ortak alanlara temastan kaçının. Kapı kolları ve benzer yüzeylere mümkünse arada mendil gibi malzemeler varken dokunun ya da mümkünse kapıyı açmak için ayağınızı kullanın. Ofisinizin düzenli temizlendiğini kontrol edin.

  • Vitamin takviyesi almak yerine meyve yiyin.

Unutmayın, vitamin ilaç değil takviyedir. Dengeli beslenemeyen ve stresli bir hayat yaşayanlar doktorları tarafından önerilen dozda vitamin alabilirler. Ancak meyve yemek vitamin almaktan çok daha faydalıdır. Günde en az 2-3 porsiyon meyve tüketmeye özen göstererek bağışıklık sisteminizi takviyeye gerek duymadan güçlü tutabilirsiniz.

  • Bol su tüketin.

Su, vücutta bulunan atıkları kan ve lenf sıvıları yoluyla taşır. Günde en az iki litre su içmek, besinlerin hücrelere nüfuz etmesi ve atıkların boşaltılması için yeterli ve gereklidir. Su aynı zamanda bedenimizin tamamına oksijen taşımakla görevlidir. Organlarımızın oksijenle beslendiğini düşündüğümüzde, sağlıklı organlar için su içmenin ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. İyi çalışan organlar, kuvvetli bir bağışıklık sistemi anlamına gelir.

Benzer bir yazımızdan bağışıklık sistemini güçlendirme ile ilgili daha fazla bilgi toplamak istiyorsanız buraya tıklayabilirsiniz.

www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.