Spor; hem kilo kontrolü sağlar, hem de depresyonu engeller. Gebelik döneminde orta tempoda spor yapmak en uygunudur. Sporun süresi ise 30 dakikayı geçmemeli.

1-7 Ekim, Dünya Emzirme Haftası idi. Bu sebeple emzirmenin bebek ve anne üzerindeki faydalarına değinmek gerekir diye düşünüyorum. Anne olmak bir kadın için yeniden doğmak gibidir. Hamile kalındığı andan itibaren bir beden iki kişi için yaşamaya başlar. Emzirme de, bu durumun doğumdan sonra da devam etmesi anlamına gelir. Hamilelik anne adayları için hem çok keyifli, hem de risklerle dolu bir dönemdir. Sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelebilmesi için bu dönemin çok doğru geçirilmesi gerekir. Kazanılacak yeni alışkanlıkların dışında, terk edilmesi gereken eski alışkanlıklar da vardır.

KAHVE BEBEĞİN UYKUSUNU BOZAR

Sigara ve alkol alışkanlığı olanların ilk terk etmesi gereken şey, bu alışkanlıklardır. Sigara içindeki kansorejen maddeler ve nikotin, bebeğe direkt geçerek gelişim geriliği, düşük ve erken doğum gibi riskleri beraberinde getiriyor. Hamilelikte alkol kullanımı da benzer problemlere neden olabiliyor. Kahve içmek de hamilelikte terk edilmesi gereken alışkanlıklardan biri. Anne karnındaki bebekler anneleriyle aynı şeyleri hissedip yaşarlar. Hamileliğinde aşırı kahve tüketen birinin kan basıncı ve nabzı değişerek artıyor. Bu durum aynen bebekte de yaşanıyor. Aşırı kahve, henüz anne karnındaki bebeğin uyku düzenini bozuyor. Aşırı kahve tüketimi, bebeğin normalden fazla idrara çıkmasına sebep oluyor. İlla kahve içmeniz gerekiyorsa hiç değilse kafeinsiz kahveleri tercih edin.

Balık, hamilelik dönemdinde mutlaka tüketilmesi gerekenler arasında yer alır. Hatta yeteri kadar tüketemeyenler takviye almak zorunda kalırlar. Civa, balıkların bazılarında yüklü miktarda bulunur, hatta bu balıklar fazla tüketildiğinde ağır metal zehirlenmesi yaşanabilir. Balık seçerken dikkat etmeniz gereken, küçük balıkları yemeyen balıkları tercih etmenizdir. Kılıç balığı, orkinos ve köpek balığı bu gruba girer. Çiğ et tüketimi de hamileilk döneminde son derece dikkat edilmesi gereken bir husustur. Salam, sosis gibi işlenmiş gıdalardan uzak durmak gerekir. Ne kadar güvenilir bir markaya ait olursa olsun bu gibi gıdalarda toksik madde bulunabilir ve bebeğinize ciddi zarar verebilir. Hamilelik, doğası gereği şeker yükselmesine müsait bir dönemdir. Bu sebeple diyabetik olsanız da, olmasanız da hamilelik döneminde şekerden uzak durmanız gerekir. Hamilelikte fazla şeker diyabetik komaya sebep olabilirken, fazla tuz da hipertansiyon, preeklempsi tablosunun gelişmesine neden olabilir. Preeklempsi, hem annenin, hem de bebeğin hayatını ciddi anlamda tehdit eden bir hamilelik dönemi hastalığıdır.

2900 KALORİYİ GEÇMEYİN

Hamilelik dönemi, fazlasıyla kilo alınan bir dönem. Bebeğin sağlıklı gelişimi için mutlaka kilo almanız gerekir ancak bunun bir dengesi olmalıdır. Uzmanlar, şöyle diyor: “Günlük kalori alımınız 2900 kaloriyi geçmesin. İstenenden çok az kilo almanız da bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebiliyor. Örneğin bebekte SGA (hamilelik haftasına göre küçük bebek) ve buna bağlı ileride nörolojik ve gelişimsel sorunlar, aşırı kısa boy gibi problemlerin görülme riski artıyor. Ayrıca hipertansiyon, kardiyovasküler ve serebrovasküler hastalık, insüline bağımlı olmayan diabetes mellitus gelişebiliyor.” Hamilelik döneminde spor yapmak oldukça önemli. Bu hem kilo kontrolünü kolaylaştırır, hem de anne adayının sağlıklı bir ruh halinde kalmasına yardımcı olur. Bu dönemde orta tempoda spor yapmak en uygunudur. Kalp hızını yüzde 50 artırmak yeterlidir. Sporun süresi ise 30 dakika ile sınırlandırılmalıdır.

ANNE SÜTÜNÜN FAYDALARI

Anne sütü, adeta bir mucizedir ve bebekler mümkün olduğunca onunla beslenmelidir. Çağımızın en büyük sağlık tehlikesi, obezitedir. Obezite, sayısız hastalığın temelinde yatan sebep olduğundan önlenebilmesi, birçok sağlık probleminin de önlendiği anlamına geliyor. Anne sütünde bulunan yağ ve protein oranı, bebeğin ihtiyacına göre şekillenir. Böylece anne sütüyle beslenen bebeklerde aşırı kilo çok nadir görülür. Bebekler, henüz tanıştıkları dünyada bulunan mikroplara karşı savunmasızdır. Yapılan araştırmalar, anne sütünde bulunan enzimlerin bebeklerin bağışıklık sistemini doğal olarak kuvvetlendirdiğini gösterdi. Hatta anne sütü alan bebekler, annenin hastalıklarından bile korunabilirler. İlk günlerde gelen anne sütüne kolostrum deniyor. Bu süt bebeğin birçok hastalıklara karşı korunmasını sağlıyor. Yararlı bakteriler bu sütte olgun süte göre çok daha fazla oluyor. Bebeğin bağırsağının yararlı bakterilerle kaplanmasını sağlıyor. Bu sayede alerji yapabilecek maddelerin emilimini engelliyor. Bazı bebekler özel nedenlerle anne yanında olamayabiliyor. Bu durumlarda annenin sütü sağılarak bebeğe veriliyor. Özelikle yoğun bakım sürecinde olan prematüre bebek ağızdan beslenemese bile anne sütünün kullanılmasının çok yararlı olduğu gözlemlenmiş. Bebeğin ihtiyacı olan protein, yağ, demir ve vitamin gibi her türlü besin ögelerinden zengin olan anne sütü vücutta daha kolay hazmediliyor.

Spor sonrası ağrılar mı hissediyorsunuz? Öyleyse buraya tıklayarak ulaşabileceğiniz bu yazımızı okumanızı tavsiye ediyoruz.

www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.