Güçlü kas ve güçlü kemikler için; kemik, kas ve kıkırdak dokunuzu besleyen yiyecekler tüketmeniz gerekir. Bunların başında yeşil yapraklı sebzeler ve hindi eti gelir.

Kas ve iskelet sistemi, adeta vücudu taşıyan kolonlar gibidir. Zayıf bir sistem, bir süre sonra vücudunuzun farklı bölgelerinde rahatsızlıklar yaşamanıza sebep olur. Kas ve iskelet sisteminin yeteri kadar kuvvetli olması, yaşamsal fonksiyonların yerine getirilebilmesi için son derece önemlidir. Yürümek, koşmak, spor yapmak, hatta rahat bir şekilde hareket etmek bile buna bağlıdır.
Kas ve iskelet sistemi, kemik, kıkırdak, eklem, tendon ve bağ dokulardan oluşan son derece karmaşık bir yapıya sahiptir. Tüm bu parçaların bir araya gelmesi, rahat hareket etmemizi ve dengede durmamızı sağlayarak yaşamdan keyif almamıza neden olur.

EKLEMLER DOĞRU ÇALIŞMALI

Herhangi bir uzvumuzu hareket ettirmek istediğimiz ilk anda, ilgili kasa uyarıcı bir sinyal gönderilir. Bu sebeple kaslarımız sandığımızdan çok daha önemli bir görev üstlenirler. Gelen sinyalle uyarılan kas, kemikler yardımıyla hareket eder. İstenen hareketin kusursuz bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için ise eklemlerin doğru çalışmasına ihtiyaç vardır.
Eklemler, iki ya da daha fazla kemiğin bir araya geldiği, bağ dokusu, tendon ve kasların ayrı ayrı ya da bir arada bulunarak sisteme hizmet ettiği bölgeye verilen addır. Vücudumuzda üç farklı eklem tipi vardır. Oynamaz eklem olarak tabir edilen ve birbirine sıkı sıkıya bağlı eklemler, kafatasında görülür. Omurga ve kaburga-göğüs arasında görülen ve sınırlı hareket kabiliyetine sahip eklemler, yarı oynar eklemler olarak isimlendirilir. Omuz, kalça ve diz gibi harekat kabiliyetine sahip eklemler ise oynar eklem olarak isimlendirilirler.
Eklemler, kıkırdak adı verilen özel bir dokuyla kaplıdırlar. Kıkırdak doku, kemiklerin bir araya geldiği bu bölgede sürtünmeden doğacak zararı engellerken kemiklerin birbirleri üzerinde kaymasını da sağlayarak kas ve iskelet sistemi içerisinde son derece önemli bir görev üstlenir.

YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜR

Artropati, eklem rahatsızlıklarına verilen genel bir isimdir. Sıklıkla 50 yaş ve üzeri kişilerde görülen eklem iltihaplanmasına ise artrit denir. Artrit, yaşam kalitesini ciddi oranda düşüren şiddetli ağrıların yaşandığı bir hastalıktır ve farklı çeşitleri vardır. Hayati organları dahi etkileyen bu hastalıkta, tedavi süreci de zor ve sıkıntılı olabilir.
Osteoartrit, halk arasında bilinen ismiyle kireçlenme, en sık karşılaşılan eklem hastalığıdır. Eklem bölgesindeki kemiklerin zamanla aşınarak dejenere olması sonucu ortaya çıkar.
Daha sağlıklı eklemleriniz olsun istiyorsanız, yapmanız gereken ilk ve en önemli şey, hareket etmektir. Eklem rahatsızlıkları yaşayanların birçoğu şiddetlenebilen ağrılardan kaçınmak için hareketsiz kalmayı tercih ediyorlar. Oysa bu çok yanlış! Özellikle kireçlenme gibi hastalığı olanlar, yaygın toplumsal inançlar gereği hareket etmeme yoluna giderler. Bu konuda araştırmalar yapan bilim adamları bu inanışın bir hurafeden öteye gitmediğini ispat ettiler. Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre, kireçlenme problemi yaşayanlar ya da geçmişte spor yapmış olanlar, yapmayanlara oranla daha sağlıklı eklemlere sahipler. Zorlayıcı hareketleri yapmak ve tekrar etmek, mevcut rahatsızlığın ilerlemesine de sebep olabilir. Hızlı dönüşler, bükülmeler ya da ani refleksler, kaçınılması gereken hareketler arasında sayılabilir.

C VİTAMİNİNDEN ZENGİN BESLENİN

Sağlıklı bir kas ve iskelet sistemi için; kemik, kas ve kıkırdak dokunuzu besleyen yiyecekler tüketmeniz gerekir. Bunların başında yeşil yapraklı sebzeler, kabak, zeytinyağı, narenciye ve hindi eti gelir. Yeşil yapraklı sebzelerde bulunan C, K, A vitamini, demir, kalsiyum ve magnezyum gibi maddeler eklemlerinizi güçlendirmek için son derece faydalıdır.
Hindi eti; kıkırdak ve kas yapısını tamir edici etkiye sahip olan yağsız proteinler içerir. Benzer sıkıntıları olan hastalar diyet listelerine mutlaka hindi eti eklemeliler diye düşünüyorum.
Narenciye denince akla ilk gelen C vitaminidir. Ancak narenciye, eklem yapısını kuvvetlendirmede önemli etkisi bulunan C vitamini dışında; folik asit, tiamin, niasin, fosfor, magnezyum ve bakır gibi yine eklemlerinizi kuvvetlendirmede ihtiyaç duyabileceğiniz maddeler içerir. Bu maddeler, yaşlanmayla gelişen birçok hastalıkla mücadelede son derece önemli rol oynar.

FAZLA KİLO EKLEMLERE YÜK BİNDİRİR

Eklem rahatsızlıkları olanların özellikle fazla kiloları varsa yapmaları gereken ilk şey kilo vermektir! Kilo kaybının ardından yüklendiği ağırlık azalan sistem doğal hareketlerini çok daha kolay yapacaktır. Unutmayın ki fazla olan her bir kilo, karşılığı olandan çok daha fazla yük ve stres oluşturarak eklemlerinize baskı yapar. Bu da çok daha fazla ağrı hissetmenize sebep olur.Ağrılar, yaşam kalitesini olumsuz etkileyenlerin başında gelir. Günlük rutinler bile ağrıy varken yapılamaz ve aksayan yapılacaklar listesindeki eksikler, mutsuz bir hayat demektir.

Osteoporoz, toplumumuzda kemik erimesi olarak da bilinir ve son derece sinsi ilerleyen bir hastalıktır. Birçok hastalıkta olduğu gibi genetik miras, kemik erimesi için de risk faktörleri arasında ilk başta sayılabilir. Kemik erimesinin en önemli sebebi; D vitamini ve kalsiyum eksikliğidir. Düzenli egzersiz yapmamak, sigara ve alkol kullanımı, güneş ışınlarından yeterli miktarda faydalanmamak, rafine olmayan gıdaların tüketimindeki artış, asitli içecekler tüketmek, mide-bağırsak problemleri, iltihaplı eklem hastalıkları ve böbrek hastalıkları gibi sağlık problemlerinin olması, uzun süre kortizon ve sara tedavisinde kullanılan ilaçlara maruz kalmak, yüksek dozda tiroid hormonu, heparin ve alüminyum içeren antiasidler kullanmak kemik erimesinin sebepleri arasında sayılabilir. Ayrıca kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünlerini yeterli miktarda tüketmemek de risk grubuna dahil olmanıza sebep olur.

Kemik erimesinin bilinen en yaygın sebebi ise 45 yaş altında menopoza girmektir. Östrojen, kemik yapısını kuvvetlendiren en önemli hormonlardan biridir. Menopozla birlikte hormon seviyesindeki azalma, gerekli önlemler alınmazsa kemik erimesini de beraberinde getirir. Kemik erimesi sebebiyle kemik kırılması hastalığın son aşaması olarak görülebilir. Özellikle kadınlarda; boy kısalması, sırtta kamburlaşma dolayısıyla sindirim ve solunum problemleri kas kuvvetindeki azalma ile birleşince, kolay kemik kırılmasıyla karşılaşılır.

www.sabah.com.tr’de orjinalini bulabileceğiniz bu yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.